ürk Oftalmoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hüban Atilla, COVID-19 geçiren hastaların gözlerinde şaşılık olabileceğini, bununla ilgili çeşitli vakalara rastladıklarını belirterek, COVID-19 hastalığı geçiren kişilerin, gözlerinde de etkilenebileceğini ve şikayetleri olduğunda mutlaka göz muayenesi yaptırması gerektiğini söyledi.
Türkiye’deki göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği, COVID-19 ve şaşılık konusunda yeni ortaya çıkan gelişmeleri değerlendirerek vatandaşlar için önemli açıklamalarda bulundu. Yeni tip koronavirüsün şaşılığa neden olabildiğini, servislerinde bu vakalarda artış görüldüğünü açıkladı.
Türk Oftalmoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Hüban Atilla, hastaların koronavirüsü hafif veya ağır geçirmelerinden bağımsız olarak şaşılık ile ilgilli şikayetlerinin olabildiğine dikkat çekerek, “Hastalığı hafif geçirenlerde de şaşılığa rastlıyoruz. Bu sebeple hastalığı atlatanların göz muayenesi de yaptırmaları oldukça önemli” dedi.
Vakalarda artış oldu
Koronavirüsün farklı göz sorunlarına da neden olabildiğine dikkati çeken Atilla, şunları kaydetti:
“Pandeminin İlk dönemlerinde özellikle ‘pembe göz’ dediğimiz çapaklanma, kızarıklık şikayetleri ön planda iken sonraki dönemlerde koronavirüsün şaşılığa da neden olduğu tespit edildi. Servislerimize başvurularda, gözü hareket ettiren kaslarda felç nedeniyle ortaya çıkan şaşılıklar görüyoruz. Bize gelen vakalarda artış oldu. Literatürde de artan sayıda olgular bildiriliyor. Önceleri 1-2 hasta ile ilgili yayınlar bildirilirken, artık seri şeklinde bildirilmeye başlandı. Koronavirüs sadece çocuklarda değil, büyüklerde de şaşılığa neden olabiliyor. Şaşılık ortaya çıkması için Koronavirüs enfeksiyonunun ağır olması gerekmiyor, hafif geçirenlerde de rastlıyoruz.”
Genellikle 2-3 ayda düzeliyor
Koronavirüs nedeniyle yaşanan şaşılığın yapılan tedavi sonrasında iki, üç ayda düzelebildiğini vurgulayan Atilla, Kovid-19’dan dolayı şu ana kadar şaşılık ile ilgili kalıcı bir hasarla karşılaşmadıklarını ancak dikkatli olmak gerektiğini söyledi.
Gün ışığından faydalanmak gerek
Pandemi nedeniyle evde çalışma sürelerinin uzaması ve ekran karşısında geçen sürenin artması da gözde şikayetlere neden olmakta, Atilla özellikle çocuklarda miyopik kırma kusurunun bu dönemde artış göstermesi, yönündeki endişelerle ilgili olarak, sağlıksız beslenme, gün ışığından az yararlanma, sporun az yapılmasının da kırma kusurlarında artışa neden olabildiğini vurgulayarak, “Göz sağlığını korumak için koronavirüsten korunmanın yanı sıra sağlıklı beslenmek, en az bir saat gün ışığından yararlanmak, bilgisayarı kol mesafesinde tutmak, 20 dakikada bir mola vererek uzaklara bakmak ve gözleri kapatarak dinlendirmek gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Şaşılık oranı yüzde 2
Prof. Dr. Hüban Atilla, şaşılığın toplumda yüzde 1-3 oranında ve daha çok çocuklarda görüldüğünü, şaşılığın uzun dönemde göz tembelliğine neden olduğunu dile getirerek, “Hastalık iki gözün bir arada kullanılmasını engelliyor, göz tembelliğine neden oluyor. Erken teşhis ve tedavi ile göz tembelliğine (ambliyopi) bağlı görme kaybı engellenebilirken, geç kalındığında görme gelişim dönemi tamamlanmakta ve görme kaybı maalesef kalıcı olabilmektedir. Bu nedenle çocukluk döneminde yapılan göz ve görme sağlığı tarama programlarına büyük önem veriyoruz. Türkiye’de 5 yıldır, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Çocuk ve Ergen Sağlığı Dairesi Başkanlığı ile Türk Oftalmoloji Derneği’mizin de katkılarıyla tarama programı yürütülüyor.” diye konuştu.
Taramalar sayesinde doğumsal problemler, sistemik hastalıklardaki göz problemleri, katarakt, göz tansiyonu, şaşılık ve göz tembelliği gibi sorunların tespit edilebildiğini bildiren Atilla, üç yıldır da okul öncesine yönelik taramalar yaparak, miyopinin erken yaşta tespit edilebildiğini aktardı. Atilla, okul çağındaki çocukların görme kusurlarının düzeltilmesinin hem çocuğun okul başarısını etkilediğini hem de baş ağrısı, okula gitmekte ve okumakta isteksizlik gibi problemleri çözdüğünü ifade etti.
Şaşılıkta erken tanı çok önemli
Şaşılığın çocukluk çağında, önemli bir sağlık sorunu olduğuna dikkat çeken Atilla, “Erken tanıyla şaşılığı önleyebiliyoruz. Çocuklarda ortaya çıkan şaşılıkların büyük bir kısmı gözlükle düzeltilebiliyor ya da kayma miktarı azaltılabiliyor, gözlük ile düzelmeyen olgularda da cerrahi tedavi uygulanabiliyor ve cerrahi tedavi sonuçları oldukça başarılıdır. Amacımız bir an önce şaşılığı düzeltmek, çocukların iki gözüyle eşit görmesini ve gözlerini birlikte kullanmasını sağlamak ve göz tembelliğini engellemektir. Eğer çocukluk çağında şaşılığı düzeltemezsek, maalesef gelişim tamamlandıktan sonra iki gözü birlikte kullanmayı tekrar kazandırmamız veya göz tembelliğine bağlı görme kaybını düzeltmemiz mümkün olmuyor.” ifadelerini kullandı.