Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nden yapılan açıklamada nükleer tıpta çalışan sağlık personelinin ana çalışma alanında hizmet etmesi gerektiği belirtildi.
Türkiye Nükleer Tıp Derneği, Covid-19 salgını nedeniyle nükleer tıp tanı ve tedavi hizmetlerinin aksamasının başta onkoloji olmak üzere acil tanı ve tedavi bekleyen hastalar için ciddi sağlık sorunlarına ve mağduriyetlere yol açma riski taşıdığı belirtilerek, nükleer tıp hizmetlerinin bundan sonraki süreçte aksamadan sürdürülmesi için nükleer tıp alanında hizmet veren sağlık personelinin ana çalışma alanında hizmetine devam etmesi gerektiği bildirildi.
Türkiye Nükleer Tıp Derneği Yönetim Kurulundan yapılan yazılı açıklamada, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçildiği belirtildi. Mevcut şartlarda Sağlık Bakanlığının genelgesine göre, gerek onkoloji, gerekse acil tanı ve tedavi gereksinimi bulunan hastaların hizmetlerinin devamı kararı alındığına işaret edilen açıklamada, Türkiye Nükleer Tıp Derneği ve camiası olarak söz konusu hasta gruplarına hizmet konusunda üzerlerine düşen görevin bilincinde olduklarına vurgu yapıldı.
Açıklamada, sintigrafik tanı (PET ve SPECT) ve radyonüklid tedavi hizmeti verdikleri hasta gruplarının tamamına yakınının onkoloji veya kardiyoloji gibi acil hizmet bekleyen hastalar olduğu belirtilerek, bu nedenle nükleer tıp kliniklerinin/bölümlerinin bu dönemde de kesintisiz hizmet vermeye devamı için bağlı olduğu kurumların gerekli destek ve özeni göstermesinin elzem olduğu kaydedildi.
ANA HEDEF HİZMETLERİN AKSAMAMASI
Nükleer tıp hekimlerinin Covid-19 ile mücadele konusunda hastanede kurulan ekiplere verdiği destek nedeniyle asıl çalışma alanı olan nükleer tıp hizmetlerinin aksamamasının ana hedeflerden biri olması gerektiğine dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Covid-19 pandemi sürecinin tahmini kontrol sürecinin aylarla ifade edildiği bu ortamda nükleer tıp tanı ve tedavi hizmetlerinin aksaması başta onkoloji olmak üzere acil tanı ve tedavi bekleyen hastalar için ciddi sağlık sorunlarına ve mağduriyetlere yol açma riskini taşımaktadır. Ülkemizde hali hazırda nükleer tıp hizmetlerinin yapılmasında gerekli olan tüm radyonüklid maddelerin gerek üretiminde gerekse ithalatında bir sorun mevcut değildir. Bu nedenle nükleer tıp hizmetlerinin bundan sonraki süreçte de aksamadan sürdürülmesi için başta nükleer tıp hekimleri olmak üzere nükleer tıp alanında hizmet veren sağlık personelinin ana çalışma alanında hizmetine devam etmesi temel beklentimizdir.”
Açıklamada, nükleer tıp çalışanlarının kendilerinden hizmet alan hastalara yönelik yapmış oldukları radyasyon güvenliğiyle ilgili bilgilendirmelerin yanında Covid-19 pandemisiyle ilgili gerekli bilgilendirmeleri yapmaya bu süreç sonuçlanıncaya kadar devam edeceği ifade edildi.
Bununla birlikte hizmet alımı için nükleer tıp kliniklerine gelen hastalara Covid-19 bulaşmasına engel olacak şekilde koruma ve dezenfeksiyon işlemlerinin uygulanmasının yanında, aktif radyoaktif kaynaklarla çalışmayı meslek edinmiş nükleer tıp çalışanlarının çalışma sistematiği içerisinde uyguladıkları güvenlik önlemlerine ek olarak Covid-19 bulaşmasına maruz kalmalarını en aza indirecek koruyucu ekipman ve şartların ivedilikle sağlanmasının de önem arz ettiği vurgulandı.
Açıklamada, tüm sağlık teşkilatının birbirine olan karşılıksız desteği yanında birlikte özveriyle çalışmasıyla bu sürecin en kısa sürede geride bırakılacağı kaydedildi.