Geçen yıla oranla iki kat eroin, 10 kat anhidrit yakalanmış durumda
Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) tarafından oluşturulan 2018 Raporu, dünya ile aynı anda paylaşıldı. Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010 ile 2017-2022 dönemleri Birleşmiş Milletler Narkotik Kontrol Kurulu Üyesi ve önceki başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Orta Doğu ülkelerindeki uyuşturucu mücadeleye ilişkin verilerin yanı sıra rapordaki Türkiye’ye ilişkin rakamları da paylaştı.
Türkiye’nin, Afganistan’dan eroinin kullanıcısı olan Avrupa ülkelerine transit olarak geçtiği, klasik Balkan yolu üzerinde bulunduğunu ve transit rolünü sürdürdüğünü belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Geçtiğimiz yıla göre neredeyse iki kat eroin yakalamış durumdayız. Yani yakalamada muazzam bir artış var. Benzer şekilde geçtiğimiz yıllara oranla neredeyse 10 kat anhidrit yakalamış durumdayız. Uyuşturucu ile mücadelede bir önceki yıla oranla %100 artmış bir başarı var” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Senato Salonunda düzenlenen basın toplantısında Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, 2005-2010 ile 2017-2022 dönemleri Birleşmiş Milletler Narkotik Kontrol Kurulu Üyesi, önceki dönem başkanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) tarafından oluşturulan 2018 Raporu, dünya ile aynı anda paylaştı.
Uluslararası Narkotik Kontrol Kurulu (INCB) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Tıbbi ve bilimsel kullanım dışında narkotik ve psikotrop maddelere erişimi, ayrıca bunların üretim, imalat, dağıtım, kullanım ve ticaretini denetlemek suretiyle, dünya vatandaşlarının sağlık ve refahını korumayı hedefleyen uluslararası nitelikte üç Birleşmiş Milletler Sözleşmesi bulunur. Bunlara, Okyanusya’daki birkaç ada devlet dışında, bütün üye ülkeler taraftır. BM’nin başka hiçbir düzenlemesi bunlar kadar evrensel kabul görmemiştir. Sözleşmelere uyumu BM’nin bağımsız organı Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) denetler.Sözleşmelere göre Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafından beş yıllığına seçilen ve 13 uzmandan oluşan Kurul, her yıl, sadece Hükümetlerin yetkili organlarının bildirimlerine dayanarak kaleme aldığı bir rapor ile eklerini yayınlamak zorundadır” dedi.
2018 INCB Raporu’nun öncelikle Cannabis’in (esrar) tıbbi amaçla kullanımının risk ve yararlarına odaklandığını, ayrıca Cannabis’in tıp dışı kullanımı ile ilgili yasal gelişmeleri değerlendirdiğini belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, şunları söyledi: “Raporun “Uluslararası Denetime Tabi İlaçlara Erişim” başlığını taşıyan bir de özel eki var. Ayrıca 5 Mart 2019 günü, 2018 Öncüller Raporu da dünyanın dört bir yanında basın mensuplarına sunulacak. Bir dizi bölgesel gelişmeye değinen bu raporlar Afganistan’ın uyuşturucu madde ile mücadelede karşılaştığı sorunlarla başa çıkabilmesi için mali ve teknik destek çağrısında da bulunuyor.”
“Dünyanın eroin ve morfin kullanımını önlemek için önce Afganistan sorunu çözülmeli”
Prof. Dr. Sevil Atasoy, Afganistan’ın bu yıl yasal ihracat gelirlerinin çok üzerinde afyon üzerinden kazanç elde ettiğini belirterek “Afganistan sorunu çözülemediği takdirde dünyadaki eroin bağımlığının ve morfin kullanımının önüne geçmek mümkün değil” uyarısında bulundu.
Yakalama oranında % 100 oranında başarı var
Ülkemizde alınan önlemler, eğitimli personel gibi çeşitli etkenlerle yakalanma oranında ciddi bir başarı tablosu olduğunu belirten Prof. Dr. Sevil Atasoy, yakalanma oranlarında en az %100 elde edilmiş başarı olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Sevil Atasoy, şunları söyledi:
“Türkiye’nin Afganistan’dan eroinin kullanıcısı olan Avrupa ülkelerine transit olarak geçtiği, klasik Balkan yolunun önemini bu yıl da aynen devam ettirdiğini görüyoruz. Yani azalan pek şey yok. Kuzey yolu güney yolu denilen birçok yol var ise de en ucuzu, en kolayı, en hızlısı Balkan yolu. Dolayısııyla bu memleketin üzerinden bu geçiyor. Önemli olan geçtiğimiz yıla göre neredeyse iki kat eroin yakalamış durumdayız. Yani böyle muazzam bir yakalamada artış var. Benzer şekilde geçtiğimiz yıllara oranla neredeyse 10 kat anhidrit yakalamış durumdayız. Uyuşturucu ile mücadelede 2018 raporu, 2017 raporundaki Türkiye’nin durumu ile karşılaştırıldığında en az %100 artmış bir başarı var. Bu başarının ölçüsü Kontrol Kurulu için yakalanan torbacı sayısı değil. Kilogram, litre, ton, yani makro düşünmek gerekiyor. Mühim olan güvenlik görevlilerinin arzla olan mücadelesi.”
Yakalamada en üst seviyedeyiz
Ülkemizin üzerinden geçen maddenin yakalanma oranının dünyada en üst seviyede olduğunu ifade eden Prof. Dr. Atasoy, “%100’ün yakalanmasının zaten mümkün değil. Türkiye’nin polis ve Jandarması her zaman takdir edilen bir performans gösteriyor. Ancak bu yine de Avrupa’daki eroin bağımlılığın artması, önlenmesi ve erişim fiyatına etki edilemiyor” dedi.
Bu mücadele bitmez!
“Uyuşturucu ile mücadele bitmeyecek bir mücadeledir” diyen Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Binlerce yıldır insanlar değişik nedenlerle değişik maddeleri kullanıyor. Çünkü insan beyni kendine yetemiyor. İyi olma halini spor gibi uğraşlarla yani başka şekilde elde etmeyi topluma, gençlere öğretmek gerekiyor” dedi. Bu raporda ülkelerin kendi adlarının geçmesini hiç istemediklerini ifade eden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Raporda az geçmek en büyük hedefidir. Türkiye’nin adının geçtiği yerler görüyoruz ama bunların büyük çoğunluğu iyi şeyler” dedi.
Genç nüfusu olan bir ülkeyiz, dikkatli olmak zorundayız
Prof. Dr. Sevil Atasoy, basın mensuplarının Türkiye’de geçen yıla göre kullanımın ne durumda olduğu soru üzerine “Uyuşturucu madde kullanımının rastlanma sıklığına dair çok araştırma yapma şansınız olmuyor. Okul öğrencisine anket yapmak mümkün değil bunun en büyük nedeni özendirme kaygısı, çünkü hiç bilmediği bir maddeyi öğrenebilir. O nedenle okullar bilinemiyor. Çok genç nüfusu olan bir ülkeyiz, meraklı bir gençlik var. Dikkat etmek gerekiyor” uyarısında bulundu.
Kadınlar sert maddeler kullanmıyor
Kadınların esrar ve eroin gibi sert maddeler kullanmadığını, bunun yerine reçeteyle yazılan ilaçları tercih ettiğini belirten Atasoy, bu durumun dünyaya engelli gelen bebeklerin sayısındaki artışta etkili olabileceğine dikkat çekti.
Türkiye’ye 20 konuda atıfta bulunuluyor
Prof. Dr. Sevil Atasoy, Orta Doğu ülkelerindeki uyuşturucu mücadeleye ilişkin verilerin yanı sıra rapordaki Türkiye’ye atfedilen bölümlere ilişkin de şu bilgileri verdi: “INCB 2018 Raporu Türkiye’ye yaklaşık 20 kadar konuda atıfta bulunmaktadır.
- 2016’ya göre haşhaş ekimi alanlarının Türkiye dahil dünya genelinde azaldığı, ancak morfince zengin afyon ham maddesi stokunun en büyüğünün Türkiye’nin elinde bulunduğu ( 725 ton morfin eşdeğeri stokun 161 tonu)
- Türkiye’nin Uluslararası ithalat – ihracat Yetkilendirme Sistemi’ni (I2ES) aktifleştiren 40 ülkeden biri ve siteme bilgi yükleyen 10 ülkeden biri olduğu
- Afganistan kaynaklı olup Batı ve Orta Avrupa ülkelerini hedefleyen opiatların (eroin, morfin, afyon) başlıca Balkan Yolu’nu kullandığı ve yolun İran İslam Cumhuriyeti, Türkiye ve Balkan ülkeleri üzerinden geçtiği
- Türkiye’nin, 10-11 Kasım 2017 tarihlerinde Özbekistan tarafından düzenlenen Orta Asya’da Güvenlik ve Sürdürülebilir Gelişme Uluslararası Konferansı’na katıldığı
- Madde kullanım bozukluklarının tedavisi, rehabilitasyon, sosyal reentegrasyon ve madde kullanımını izleme konularının yanı sıra çok sayıda hukuki düzenleme ve güvenlik önlemini kapsayan 2018 – 2023 Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planını kabul ettiği
- Yetkililerin, Türkiye’de ele geçen eroin ile asetik anhidrit miktarlarındaki artış yüzünden 2017-2018 döneminde Avrupa piyasalarına giren eroin miktarında yükselme görüleceğini belirttikleri
- Türkiye’de 2016 yılında 5.5 ton eroin yakalanırken 2017’de bu sayının 17.7 tona yükseldiği
- 2018 yılı Ocak ve Haziran ayları arasında 9.5 ton eroin yakalandığı
- 2016’da 337 kilogram afyon ele geçerken, 2017 yılında bu sayının 933 kilogram olduğu
- Yetkililerin bildirimine göre, İran İslam Cumhuriyetinden yola çıkan, İran plakalı kamyonların Türkiye üzerinden hedef piyasaların bulunduğu Avrupa’ya geçişlerinde artış gözlendiği
- Yetkililere göre, Türkiye’de ele geçen afyonun Avustralya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri yasa dışı piyasalarını hedeflediği
- Kuzey Irak’ta eroin imalatının gerçekleştiğine dair işaretler olduğu, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye giren eroin yakalamalarında artış gözlenmesinin, ayrıca Irak’a gitmekte olan ciddi miktarda asetik anhidritin Türkiye’nin batı sınır bölgesinde ele geçmesinin bu durumu desteklediği
- Türkiye’de yakalanan Cannabis (esrar) miktarının ciddi artış gösterdiği, 2016 yılında ele geçen 36 tona karşılık, bu sayının 2017 yılında 81 tona eriştiği
- Yakalanan kenevir bitkisi miktarında ise azalma olduğu, 2016 yılında 110 ton kenevir ele geçerken, 2017 yılında bu sayının 94 ton olarak gerçekleştiği
- Türkiye’nin ciddi biçimde esrarın daha etkili biçimi olan “skunk” adlı uyuşturucunun kaçakçılığı ile karşılaştığı. Bir önceki yıla göre dört kat artışla 2017 yılında 6.5 ton skunk yakalandığı,
- Yetkililere göre Skunk’ın menşeinin Hollanda başta olmak üzere Avrupa olduğu, maddenin Orta ve Güney-Doğu Avrupa (başlıca Yunanistan) üzerinden Türkiye’ye ulaştığı
- Türkiye’deki kokain yakalamaları arttığı, 2016 yılında 845 kilogram ele geçtiği halde 2017 yılında bu miktarın 1.5 ton’a yükseldiği
- Yetkililere göre kokain kaçakçılığının Brezilya, Kolombiya ve Venezuela gibi Güney Amerika ülkelerinden doğrudan ya da Nijerya ve Güney Afrika gibi Afrika ülkelerinden transit geçerek gerçekleştiği, bu amaçla sıklıkla İstanbul Atatürk Hava Limanı kullanıldığı.
- Yetkililere göre Türkiye’nin “captagon” kaçakçılığında transit ülke olmayı sürdürdüğü. Captagon’un başta Suriye Arap Cumhuriyeti olmak üzere Orta Doğu’da imal edildiği ya da satıldığı
- Captagon kaçakçılığında terörist ve isyancı grupların da yer aldığı
- Türkiye’de asetik anhidrit yakalamalarının büyük artış gösterdiği, 2016 yılında 1588 litre abhidrit ele geçtiği halde, 2017 yılında bu sayının 23000 litre olduğu, 2018 yılı Ocak ve Haziran ayları arasında da 34000 litre yakalandığı, buna göre eroin sentezinin vazgeçilmezi olan asetik anhidrit kaçakçılığının bütün hızıyla sürdüğü.
- Yetkililere göre asetik anhidritin kaynağının genellikle Almanya ve Hollanda olmak üzere Orta ve Batı Avrupa ülkeleri, hedefin ise İran İslam Cumhuriyeti ve Irak olduğu
- Mayıs 2017’de Türkiye’nin, piyasada gözlenen yeni psikoaktif maddelerdeki artış yüzünden 138 adet merkezi sinir sistemi baskılayıcı maddeyi denetlemeye başladığı, yılın Ağustos ayında da denetime 31 yeni maddeyi eklediği kaydedilmiştir.