Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşı çalışmalarına da değinen Ünal, Türkiye’de de 16 farklı aşı çalışması bulunduğunu, bunların klinik öncesi çalışmalarının tamamlandığını ancak 15’inin klinik çalışmalarda kullanılabilecek aşıyı üretebilecek standartta tesisinin bulunmadığını belirtti.
Temel kısıtlama, klinik deneyleri yapacak tesisimizin olmaması. Klinik deneyde kullanılacak aşıyı üretecek tesisimiz yok. Türkiye’deki 16 farklı aşı çalışmasından sadece birine izin verildi. Faz-1 için 40 kişilik aşı üretildi, binlerce kişide test yapılacak. Klinik aşılardan sadece yüzde 20’si halka uygulanabiliyor. Birden fazla aşıya klinik çalışma yapabilecek olanakların oluşturulması kanaatindeyim, gerekli uluslararası standartlara haiz tesisimiz yok. 15 çalışma, bu yüzden bekleme safhasında.
“Kapatılması yerine güncellenmesi daha doğru bir karar olurdu”
Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü’nün günceli yakalayamayacak hale getirilmesini eleştiren Ünal, atıl duruma düşen enstitünün kapatılmasının yanlış bir karar olduğunu savundu:
Teknolojisi olan kazanıyor. Güncele ilişkin yatırım yapmaz, atıl duruma düşürür, rekabet edemez hale getirirseniz, kapatmak çözüm politikası olarak sunulabilir ama asıl, bu düşüşe izin verilmemesi gerekirdi. Kapatılması yerine güncellenmesi daha doğru, doğru bir karar olurdu. Maliyet gerektirirdi ama sağlık için bu maliyet karşılanmalıydı. Ben finansçı değilim, net bir bilgim yok ancak orasının atıl duruma gelmemesi için harcanacak para ile aşıların yurtdışından alınmasını ve buna karşılık yurtdışına transfer edilen parayı kıyasladığımızda, dışardan sürekli alınan şeyin daha pahalıya geleceğini düşünüyorum.