Kronik Böbrek Hastalığı dünyada ve ülkemizde salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Böbrek hastalığı erken saptanırsa sıklıkla önlenebilir veya ilerlemesi geciktirebilir bir hastalık. Fakat hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesinin önündeki en büyük engel. Bireylerin hastalığının farkında olmaması son dönem böbrek yetmezliğine yol açarken, yaşam kalitesi de buna bağlı olarak azalıyor.
Türk Nefroloji Derneği’nin ülkemizde yaptığı bir tarama çalışmasında Türkiye’de her 6-7 yetişkin bireyden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığının olduğunu saptamıştır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çalışmalar, hastalığın farkındalığının yüzde 10’un altında olduğunu gösteriyor. Farkındalığın bu kadar düşük olması, hastalığın son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerlemesine, kötü yaşam kalitesi ile hastanın sağlığını tehdit etmesine, engellilik ve ölüm oranlarının artmasına sebep oluyor.
Erken teşhis hastalığı önlüyor!
Bu hastalık erken fark edildiğinde önlenebilen veya en azından geciktirilebilen bir hastalık olduğundan farkındalığın arttırılması oldukça önem taşıyor. Bu hedef doğrultusunda böbrek sağlığı konusunda toplum bilincini arttırmak, kronik böbrek hastalığında erken tanının önemini vurgulamak ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla 10 Mart 2022 Dünya Böbrek Günü olarak kutlanıyor.
6 adımda böbrek sağlığı: aşağıdaki önerileri uygulayarak böbrek sağlığınızı olumlu yönde destekleyebilirsiniz;
- Düzenli egzersiz yapmak
- Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme ile ideal vücut ağırlığının korunması
- Yemeklere ilave tuz eklememek
- Gün içerisinde sıvı ihtiyacının temelde su ile karşılanması
- Kan basıncını ve kan şekerini düzenli aralıklar ile takip etmek
- Risk grubunda olan bireylerin düzenli olarak doktor kontrolünden geçerek, böbrekleri düzenli olarak kontrol ettirmesi
Tuzu azaltın, böbrek sağlığınızın ömrünü uzatın!
Tuz veya diğer adıyla sodyum klorür insan vücudunun temel fizyolojik bir bileşeni ve ihtiyacı olmakla beraber gıda veya yemeklere eklenen tuz ile alınan miktarındaki artış başta hipertansiyon ve böbrek hasarı olmak üzere önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor.
Dünya çapında tuz alımının kaynakları incelendiğinde yüzde 68 gibi yüksek bir oranın hazır işlenmiş, tuz içeriği yüksek gıdalardan alındığını görüyoruz. Tuz kısıtlaması hipertansiyon tedavisindeki yerini aldıktan sonra yapılan çalışmalar aşırı tuz tüketiminin böbrek hastalığı ve kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını da göstermiştir. Aşırı tuz tüketiminin ayrıca böbrek taşı oluşumu, mide gibi çok farklı kanserler ve osteoporoz gelişim riskini artırdığı da biliniyor. Tuzun böbrek hasarına yol açması ise farklı mekanizmalar ile açıklanıyor.
Günümüzde kronik böbrek yetmezliğinin diyabetik nefropatiden sonra en sık sebebi hipertansif böbrek hastalığı olduğundan tuz tüketiminin böbrek sağlığı için önemi oldukça yüksek. Yüksek tuz tüketimi özellikle tuza duyarlı hastalarda hipertansiyon gelişimini daha kolay etkiliyor. Tuz kısıtlaması gerek hipertansif gerekse normotansif kişilerde kan basıncını düşürüyor.
Günümüzdeki veriler ışığında kan basıncı normal olan (normatansif) ve hipertansif bireylerde 5 gram ve altında tuz alımı öneriliyor.