W- Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Sayın Güldem Berkman’ın Türkiye’nin 2023 Vizyonu’na ulaşması için gerçekleştirdikleri yatırımları ve hedeflerine dair görüşlerini paylaşıyoruz;
G.B.- Son beş yılda tüm sektörler arasında Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan ilk 10 küresel firmadan biri olan biyoteknoloji şirketi Amgen, Türkiye’yi önemli bir üretim ve ihracat üssü olarak konumluyor. Özellikle yerli üretim konusunda Türkiye’nin 2023 Vizyonu’na ulaşması için sağlık alanında stratejik bir paydaş görevini üstlendiklerini belirten Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Güldem Berkman, “Türkiye İlaç Strateji Raporu’nda belirlenen ihracat, yerli üretim, Ar-Ge gibi önceliklere katkı sağlamayı kendimize görev edindik. Amgen olarak Türkiye’de katma değeri yüksek inovatif ürünler geliştirerek dünya ilaç pazarının yaklaşık yüzde 70’ine hitap eden beş büyük bölgeye ihracat yapmayı hedefliyoruz” dedi.
Dünya genelinde 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren biyoteknoloji şirketi Amgen, 2010 yılında girdiği Türkiye pazarında hızla ilerledi. İki yıl sonra, Türkiye’nin ilk biyobenzer üreticilerinden Mustafa Nevzat İlaç’ı satın aldı. 95 yıllık köklü bir geçmişi olan Mustafa Nevzat İlaç’ı 2012 yılında yaklaşık 700 milyon dolar karşılığında bünyesine katan Amgen, bu yatırımıyla son beş yılda tüm sektörler arasında Türkiye’ye doğrudan yatırım yapan ilk 10 küresel firmadan biri oldu.
Bu büyük satın almanın ardından yatırımlarına ara vermeyen Amgen, yaklaşık 300 ruhsatlı ürünü bulunan Mustafa Nevzat İlaç’ın biyoteknolojik ilaç üretimi ve ihracatı için 75 milyon dolar dolayında ilave yatırım yaptı.
2012 yılında Türkiye’nin en köklü firmalarından Mustafa Nevzat İlaç’ı satın alarak Türkiye ilaç sektöründeki en büyük yatırımı gerçekleştirdiklerini belirten Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü Güldem Berkman, “Amgen olarak ilaç sektörüne değer zincirinin her aşamasında yer alıyoruz. Yaptığımız yatırımla Türkiye’yi Amgen’ın dünyadaki dokuz ana üretim noktalarımızdan biri haline getirdik. Türkiye’deki 6 hammadde üreticisinden birisiyiz. Mustafa Nevzat İlaç ile Türkiye’de penisilin üreten tek hammadde tesisine sahibiz. Türkiye’deki liyofilize vial kapasitesinin % 63’ü Mustafa Nevzat İlaç tarafından karşılanıyor. Bu gelişmelerin sonucunda Türkiye’deki ilk ve tek biyobenzer ürün ihracatı yapma ayrıcalığını kazanmış olduk” dedi.
Türkiye bizim için önemli bir üretim ve ihracat üssü
Mustafa Nevzat İlaç çatısı altında biri Yenibosna’da, diğeri Şekerpınar’da olmak üzere 2 fabrika ve 1000’den fazla çalışan ile Türkiye’nin 2023 hedeflerine her alanda katkıda bulunduklarını vurgulayan Güldem Berkman, üretimden, istihdama, ihracattan bilimsel araştırmalara kadar her alanda hizmet sunarken yatırım yapmaya da devam ettiklerini kaydetti. Türkiye’nin Amgen’ın global çapta çalışanlarının %5’ine sahip olduğuna dikkat çeken Berkman, Türkiye’yi önemli bir üretim ve ihracat üssü olarak konumladıklarını ifade etti.
Türkiye’ye 800 milyon dolara yakın yatırım yaptı
Amgen Türkiye çatısı altında Mustafa Nevzat İlaç olarak gerçekleştirdikleri ihracat faaliyetleri ile bu alanda birçok kez Türkiye ihracat şampiyonu olduklarını belirten Güldem Berkman, “Özellikle yerli üretim konusunda ülkemizin 2023 Vizyonu’na ulaşması için sağlık alanında stratejik bir paydaş görevini üstleniyoruz. Amgen olarak “Türkiye İlaç Strateji Raporu”nda belirlenen ihracat, yerli üretim, Ar-Ge gibi önceliklere katkı sağlamayı kendimize görev edindik. Yüksek standartlarımız çerçevesinde Mustafa Nevzat İlaç içerisinde son yıllarda önemli iyileştirmeler yaptık. Üretim tesisi kapasitemizi artırarak Avrupa’ya ve diğer ülkelere yaptığımız ihracatı artırmayı hedefliyoruz. Bu bağlamda 2017 yılında yeni ihracat stratejimizi uygulamaya koyduk. Amgen olarak Türkiye’de katma değeri yüksek inovatif ürünler geliştirerek dünya ilaç pazarının yaklaşık yüzde 70’ine hitap eden beş büyük bölgeye ihracat yapmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar Türkiye’ye 800 milyon dolara yakın, yani 4 milyar TL dolayında yatırım yaptık. Türkiye’nin bölgedeki gücüne inanıyoruz. Türkiye’de yatırımlarımıza devam etme kararlılığındayız” ifadelerini kullandı.
Bilimsel işbirliği projelerine öncülük ediyor
“Ekibimiz, kaliteye bağlılığımız ve insan biyolojisi alanında derin bilgi birikimimiz Amgen’ın en güçlü kasları” diyen Güldem Berkman, bu alanlardaki yatırımlarını artırarak sürdürmeyi hedeflediklerini söyledi. Türkiye’ye yatırımların yanı sıra, bilimsel işbirliği projelerine de öncülük ettiklerini anlatan Berkman, “Sağlık Bakanlığı ile ortak projelere imza attığımız yatırım çalışmalarımızla üniversitelerle işbirliğimizi artırmaya önem veriyoruz. Örneğin Gazi Üniversitesi ile yaptığımız işbirliği sonucunda yeni molekül geliştirilmesinin esaslarına odaklanıyoruz. TÜBİTAK ile doktora öğrencilerine burs ve sonrasında iş imkanı sağlıyoruz. Toplumda bilime duyulan ilginin artırılmasını, gençlerin bilim ve teknoloji konularında kariyer yapmalarını teşvik etmek amacıyla farklı projeleri hayata geçiriyoruz. MEB ile işbirliği içinde gerçekleştirdiğimiz “Amgen Teach: Bilim İçin El Ele” projesinin son dört yıl içinde 300’den fazla öğretmene ve 50 bine yakın öğrenciye ulaşmış olmasından gurur duyuyoruz” diye konuştu.
‘İlaca erişim istikrarlı ve sürekli olmalı’
Güldem Berkman, biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesi ve üretimi alanındaki uzmanlıklarını biyobenzer ürünlere de taşıdıklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Biyoteknolojik ilaçların gerek geliştirilmesi, gerekse tedarik edilmesinin maliyeti hayli yüksek. Biyoteknolojide var olan bilgi birikimi, deneyim, biyolojik uzmanlık ve altyapı, böylesine yüksek yatırımları destekleyen ve başarıya götüren önemli unsurlar. Bu noktada yüksek kaliteli ve güvenilir üretimin en az bilimsel yenilikler kadar önemli olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla üretimle ilgili tercihler yaparken aldığımız her kararda yüksek standartları hedefliyoruz. İlaca erişimin istikrarlı ve sürekli olmasını sağlamak son derece önemli. Bu amaçla kurduğumuz kapsamlı küresel üretim ağımızda dünya çapında dokuz üretim tesisimiz var. Bunların en yenisini Rhode Island’da kuruyoruz. Bu tesisimiz yeni nesil biyoüretime bir örnek teşkil ediyor. Zaman ve sermaye açısından daha düşük maliyetle, daha küçük üretim ayak iziyle, daha yüksek hız ve verimliliği mümkün kılıyor.”
Biyoüretim kapasitelerinin sürekli artan verimlilikle güvenilir ve yüksek kaliteli ilaç tedariği sağlayan rekabetçi bir avantaj sunduğunu vurgulayan Güldem Berkman, “Bu bakımdan yeni nesil-biyoüretime yatırım yapmakla avantajımızı önemli oranda artırıyoruz. Ancak bize göre başarımız büyük oranda üstün bilimsel yenilikçiliğe verdiğimiz öneme bağlı. Bununla birlikte, doğruluğa ve bilimsel yöntemleri işimizin her alanında kullanarak sürekli gelişme içinde olmamız da başarımızı sağlayan etkenler” ifadelerini kullandı.
‘Biyoyüzyılın merkezindeki şirketlerden biriyiz’
Günümüzde kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme olduğuna dikkat çeken Berkman, Amgen’ın bu sürecin ve biyoyüzyılın merkezindeki şirketlerden biri olduğunu kaydetti.
Berkman, “Bir biyoteknoloji şirketi olarak DNA ile hastalığın tedavisi arasında bağlantı kuruyoruz. Umut vaat edici ilaçların geliştirilmesinde bilgi, hız ve güvene önem veriyoruz. Yeniliğin birçok kaynaktan beslendiğini biliyoruz. Yenilik bazen kendi laboratuvarlarımızdan geliyor ancak bu her zaman olmuyor. Dolayısıyla bir yandan kendi bünyemizde keşfettiğimiz yenilik doğrultusunda çalışmayı sürdürürken bir yandan da en umut vaat edici fırsatları tüm dünyada araştırıyoruz, start-up’lara destek veriyoruz” dedi.
W- Güldem Hanım başarılarınız ile kadınlarımız için bulunmaz bir örneksiniz bu özel güne dair mesajınızı alabilir miyiz?
G.B.- Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü içtenlikle kutluyorum.
Bence kadının gücü, merhametidir, birleştiriciliğidir, çok ve değişik yükü, yük bile kabul etmeden taşıyabilmesidir. Sosyallesme enerjisidir, merakıdır, ana olabilmesidir ve daha bir sürü şeydir… Tüm bu özelliklerimizle, güzel toplumumuza çok değer katacağımız , daha nice kadınlar günlerimize…
Güldem Berkman
Amgen ve Mustafa Nevzat Genel Müdürü