W- İlaç sektörünün temelinden başlayan başarılı bir kariyer ile iş yaşamına devam eden “Rad Ecza Depo”su Genel Müdür’ü Sn.Can Sökmen öncelikle sizleri tanıyabilir miyiz?
C.S.-Öncelikle ilginize teşekkür ederim, Trakya Üniversite Makine Mühendisliği mezunuyum. Sektöre 1991 yılında Schering Alman ilaç firmasında Tıbbi Satış temsilcisi olarak başladım. Sırasıyla SmithKlineBeecham, GlaxoSmithKline, BIOTA ve MENARINI de, “Bölge Müdürlüğü”, “Tanıtım Müdürlüğü”, “Ulusal Satış Müdürlüğü”, “Satış Direktörlüğü” görevlerinde bulundum.
W- Genel Müdür’ü olduğunuz “Rad Ecza Depo“su hakkında bilgi verebilir misiniz?
C.S.-Sektörde yirmi beş yıla yakın tecrübesi olan profesyonellerce 2014 yılında kurulan genç bir kurumuz. Kurucu ve yöneticilerimizin tecrübesi ile genç bir kurum olmanın dinamizmini bir araya getirdik.
Müşterilerine, tedarikçilerine, iş ortaklarına ve çalışanlarına pozitif katkı sunan ve güven veren, şeffaf, adaletli, saygılı, değişim ve gelişmeleri yakından takip ederek güncele uyum sağlayan, gelecek vaad eden bir kurumuz. Müşterilerimizin memnuniyetini, çalışanlarımızın mutluluğunu, gelişimini önemser ve ön planda tutarız. Çalışanımıza değer kattığımız için her çalışanımız ailemizin bireyidir.
Uluslararası standartlara uygun hizmet anlayışı ile kanunlara, etik değerlere, topluma ve çevreye saygılıyız.
W- Rad Ecza Deposu’ndaki hedefleriniz paylaşır mısınız?
C.S.- Faaliyet alanımızda öncü olmayı ve sürekliliği hedeflemekteyiz.
İlaç sanayisinde Üretim-Distribütörlük-Dağıtım alanında ilk basamaktan son tüketiciye ulaşana kadar her adımda lider firma olmak için yola çıktık ve bu yolda ilerliyoruz.
W- İlaçlara gelen ve gelecek olan son zamlarla birlikte aralarında hayati öneme sahip bazı ilaçlar eczanelerde bulunmaz oldu? İlaçların dağıtım zincirinin en tepesi olan ecza deposunun yöneticisi olarak değerlendirmenizi alabilir miyiz?
C.S.– Bunun temelinde sağlık bakanlığının uyguladığı kur sistemi yatmaktadır. Kamuoyunda ve ulusal basında “ilaç zammı” olarak bilinen, telaffuz edilen konunun aslı mevzuatla düzenlenmiş olan ilaç fiyatlandırmasının kur düzenlemesinden ibarettir., Referans fiyat uygulaması çerçevesinde ilaç fiyatları Sağlık Bakanlığınca tanımlanmış ülkelerdeki en ucuz fiyatlar esas alınarak belirlenmektedir. Şu an güncel euro kuru 4.66 iken, devletin ilaç firmalarına verdiği euro kuru 2,3421 dir.
Durum tespiti yapmak gerekirse, ilaç veya ham madde ithal eden ilaç firmaları 2 kur arasındaki farkı karşılamak konusunda zorlanmaktadırlar. Dolayısı ile bazı firmalar zarar ettiklerini ileri sürerek Türkiye’de bazı nispeten fiyatı yüksek ilaçlarını piyasaya vermemektedirler. Özellikle hayati öneme haiz ilaçlarda maalesef etkilenmektedirler.
W- Son günlerde gündemdeki konuların başında yerli ilaç üretimi geliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da bu konuya değindi. Türkiye yerli ilaç üretiminde nerede? Geleceği nasıl görüyorsunuz?
C.S.-Maalesef Türkiye’de En çok ciro yapan 100 ilacın 95’i ithaldir. Ülkemiz büyük bir pazar ve tutar bazında ilaç tüketim hacmimiz ise yaklaşık 6 milyar dolar. Türkiye’de üretilebilecek iken yurt dışından ithal edilen ilaçlar vardır! Devlette bu tüketimden yola çıkarak ilaçta yerlileşme projesi başlattı. Projeye göre ilk fazda Türkiye’de de üretilebileceği halde ithal edilen 120 ilaç belirlendi. Bu ilaçlar eğer 2018 Şubat sonuna kadar Türkiye’de üretilmeye başlanmazsa, geri ödeme sisteminden çıkarılacak. Bu, bu ilaçların ‘geri ödeme sistemi ile dönen’ pazardan dışlanacağı anlamına geliyor. Yani Türkiye ilaç pazarında kalmak isteyen ilaçların, yerli üretime geçmesi neredeyse zorunlu oldu.
İlk fazda açıklanan ilaçların önemli bölümü yerli üretime geçti ve ithalat tarafında kayda değer bir azalma yaşanması ile sonuç alındı. Şimdi projede ikinci ve üçüncü fazların uygulanma süreci başlamış durumda. Dördüncü faz ise Türkiye’de hiç üretilmeyen ilaçların nasıl Türkiye’de üretilmeye başlayabileceği…
Bu uygulama ile hem yerelleşme ve artı katma-değer hem de istihdam da artacaktır.
W- Türkiye’nin konvansiyonel muadil-eşdeğer ilaç üretiminden biyoteknolojik ilaçlara geçmesi konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Size göre Türkiye’nin Ar-Ge yetkinliğini arttırarak daha yüksek katma değerli ürünler üreterek küresel bir ilaç üreticisi ve ihracatçısı olabilir mi?
C.S.-Ülkemiz adına iyi olan gelişme; ilaç üretimindeki yeni yatırımların önemli bölümü biyoteknoloji alanındadır. Türkiye ilaç sanayi biyoteknoloji üretiminde global bir güç olma hedefinde ilerliyor, en azından benim gördüğüm durum budur. Dünya pazarı da hızla konvansiyonel ürünlerden biyoteknolojiye kayıyor. Ülkemizde “Biyoteknolojik İlaç Platformu”da bu amaçla kurulmuştur. Bu alana yatırım yapan 18 üretici ilaç firması “bu treni kaçırmamak” için bir araya gelmişleridir. Türkiye’de biyoteknolojik ilaçlar 2016’da yılında 3.4 milyar TL ile reçeteli ilaç pazarının yaklaşık yüzde 16.5’lik paya sahip olmuş ve bu pay giderek artmaktadır.
Firmalarımız, bu alana uzun vadeli bakış açısıyla, yüksek maliyetli yatırımlar yapıyor.
Türkiyede önümüzdeki 3-5 yıl içinde bu alanda önemli gelişmeler olacağına inanıyorum.
W- İlaç sektörünün 1989 yılından beri beklediği iyi haber geldi. Türkiye, 28 yıl sonra Uluslararası İlaç Denetim Birliği’ne (PIC/S) tam üye oldu. Bu üyelik ne anlama geliyor ve ilaç sektörüne neler kazandıracak?
C.S.-Bu üyeliğin anlamı şudur bence;
Dünyada ilaç ruhsatı veren otoritelerin kurduğu bir birlik olan PIC/S ,bu alanda kabul gören en saygın ve geçerli kurum olarak bilinir.
TİTCK’nin uluslararası tanınırlığı ve ilaç sektörünün uluslararası ticareti için önemli avantajlar sağlayacak. Çünkü TİTCK tarafından yapılan denetimler tüm dünyada kabul görecek.
Türkiye’de üretilen ilaçların kalitesi ve güvenliği tescil edilmiş olacak. Birçok ülke Türkiye’de üretilen ilaçları sorgulamadan kullanabilecek. Burada üretilen ilaçların dünya pazarına açılmasının önündeki engeller ortadan kalkacak. Türkiye böylece ilaçta dünya ligindeki yerini de sağlamlaştırdı. Dünya ilaç sektörünün zirvesindeki bu birliğe üyelik ile birlikte Türkiye’nin ilaç ihracatı hem kolaylaşacak hem de artacaktır.”
W-Yurtdışı tecrübenizi de göz önüne alırsak Türk ilaç pazarı yabancılar açısından cazip midir? Bölgede üretim üssü olabilmek için ideal bir ülke olabilir miyiz; yatırım teşviklerimiz, insan kaynağımız vb açıdan yeterli miyiz?
C.S.-Yabancılar açısından ilaç endüstrisi için şüphesiz cazip bir pazardır. Türkiye 80 milyona yaklaşan ve bu rakamın yüzde 16,3’ünü 15-24 yaş grubundaki genç-dinamik nüfus olduğunu düşünürsek yabancılar için gerçekten çok iyi bir pazarız. Bölgede üretim üssü olmak adına hem eğitimli genç insan kaynağına hem de kamu tarafından verilen teşvikler açısından ideal bir ülkeyiz.
Bir çok uluslararası firmanın bölge yönetim merkezi artık İstanbul’dur. Yaklaşık 10 seneden bu yana tercihler Dubai yerine ülkemiz olmaktadır.
Yabancılar için bir başka cazibe sebebi de sağlıktaki başarılı sosyal güvenlik sistemimizdir; devletimiz çalışanların ilaç-tedavi masrafının % 80’ni, emeklinin %90’nı, raporluların %100’ünü ve yatan hastanın da % 100’ünü ödemesidir. Hatta tüberküloz ve SSPE hastalarına aylık 1.085 lira ödeme, ayrıca yatağa bağımlı tüberküloz hastalarına ek olarak aylık 600 lira daha ödeme yapmaya başlayacaktır.
Sağlık bakanlığının yatağa bağımlı hasta gruplarına yönelik ücretsiz evde sağlık hizmeti çalışmalarının kapsamı artarak devam etmektedir.
Aynı coğrafyada bulunduğumuz hatta nüfusumuzun da hemen hemen aynı olduğu ülkelerde devlet tedavi masraflarını daha az oranda geri ödemekte olduğu hatta bazı ilaç-tedavi kalemlerinde hiç ödeme yapmayan ülke örnekleri mevcuttur; Mısır, Rusya, İran, Pakistan vb..
W- Yurtdışı tecrübesi olan bir yönetici olarak dünya geneline baktığımızda Türkiye’de ilaçların satış fiyatını nasıl buluyorsunuz? Türkiye’de ilaç pahalı mı, ucuz mu?
C.S.-Diyebilirim ki dünyanın en ucuz ilacı Türkiye’de satılmaktadır. Zaten bakanlığın uyguladığı referans fiyat uygulaması 2004 yılından beri yürürlüktedir; bu 5 referans ülkedeki ilaç fiyatlarının en düşüğü ilaç fiyatlandırmasına baz alınmakta hatta ilgili 5 ülkede yoksa ilacın menşe ülkesindeki fiyat da sorgulanmaktadır bunun sonucunda hemen hemen en ucuz ilacın Türkiye’de olmasını sağlamaktadır.
W- Değerli Can Bey görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür eder başarılarınızın devamını dileriz.