Solunum Derneği TÜSAD; okulların açılması kararının, ülkemizde sadece öğrencileri etkileyecek bir karar olmadığına dikkat çekti. TÜSAD, “Okula başlayacak yaklaşık 18 milyon öğrenci ve minimum 4 kişilik aile bireylerinin etkileneceği düşünüldüğünde yaklaşık 72 milyon gibi toplam nüfusumuzun yüzde 80’inden fazlasını etkileyeceği öngörülmelidir” uyarısı yaptı.
Tüm dünya genelinde ve ülkemizde de COVİD-19 hastalığı, giderek artan hasta sayılarıyla toplum sağlığı açısından ciddi bir risk oluşturmaya devam ettiğini belirten Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), okulların açılmasının birçok noktada riskler içerdiğine vurgu yaptı. TÜSAD, etkin bir tedavi yöntemi ya da aşı geliştirilene kadar hastalığın tüm dünyada ve ülkemizde giderek artan hasta sayısı ile hastalıkla ilişkili ölüm riskinde artışa neden olacağını belirtti.
18 MİLYON ÖĞRENCİ 72 MİLYONU ETKİLER
Okulların açılmasına yönelik çalışmaların henüz erken olacağını belirten TÜSAD Enfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ne yazık ki pandemi süreci henüz sona ermedi. Ülkemiz salgının ilk başladığı Mart- Haziran döneminde Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu başta olmak üzere sağlık çalışanlarının insanüstü gayretle özverili çalışmaları, erken dönemde ciddi izolasyon önemlerinin alınması (okulların tatil edilmesi, sokağa çıkma yasakları gibi) ile hastalığın kontrolünde başarı sağlanarak günlük hasta sayıları ve toplum içinde bulaştırıcılık değeri oranları azaltıldı. Bu noktada, ülkemizde yaklaşık 18 milyon öğrencinin okula başlayacağı ve minimum 4 kişilik aile bireyleri etkileneceği düşünüldüğünde okulların açılması, yaklaşık 72 milyon gibi toplam nüfusumuzun yüzde 80’inden fazlasını etkileyen çok önemli karar. Hastalık seyrinde yeniden artışın izlendiği günümüz şartlarında, Haziran başındaki kısmi kontrol seviyelerine ulaşılmadan okulların açılması hastalığın seyrinde ciddi artış ve sağlık sisteminde ciddi tıkanmalara neden olabileceği endişesindeyiz. Okulların açılmasının planlandığı Eylül ayı güncel verileri, günlük vaka ve ölüm sayıları okulların açılması için karar verme sürecinde daha iyi yol gösterici olacaktır”
VİRÜS YOKMUŞ GİBİ DAVRANANLAR SORUMLU
Kömürcüoğlu, 1 Haziran itibariyle günlük yaşama ait kısıtlamalar ve izolasyon önlemlerine büyük ölçüde son verildiğini belirten önlemlerin azaltılmasını takiben, hasta sayısında Ağustos ayı itibarıyla tekrar artış trendine girildiğini vurguladı. Kömürcüoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada en fazla vaka gösteren ülkeler arasında 17’nci sırada yer alıyoruz. Sağlık Bakanlığı verilerine göre günlük yeni olgu sayılarının tekrar bin 100’lü değerlerin üzerine çıktığı, yapılan test sayısına göre yeni tanı oranını yüzbinde 8 civarında olduğu gözleniyor. Maskelerin yanlış kullanımı ya da hiç kullanılmaması, mesafe kuralının ihlali ve hijyene dikkat edilmemesi gibi ihmal edilen en önemli 3 kural, artan vaka sayılarını da beraberinde getirdi. Bu nedenle ‘maske, mesafe ve hijyen’ kurallarından asla taviz verilmemesi gerektiğini sık sık vurguluyoruz. Bu kuralların dikkatli bir şekilde uygulanması gerekiyor.”
ÇOCUKLAR ENFEKSİYON KAYNAĞI OLMASIN
TÜSAD Çocuk Koordinasyon Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Tana Aslan da, mevcut verilere dayanarak şu bilgileri paylaştı: “Çocuklarda COVİD-19 hastalık sıklığının erişkinlerden daha az olduğu ve daha hafif seyrettiği bildirilmekle beraber ergenlerin enfeksiyon riskinin küçük çocuklardan daha fazla olduğu saptandı. Ancak çocuk hastalarda da ölüm dahil ağır hastalık görülebildiği bildirilmiş durumda. Çocukların COVİD-19 bulaştırıcılığındaki rolü tam olarak anlaşılamamıştır. Okullarda az sayıda da olsa salgın olduğu bilinmektedir. Çocuklar birbirinden enfekte olarak başta okul çalışanları; öğretmenler, diğer okul personeli olmak üzere evdeki anne, baba ve diğer aile büyükleri için ciddi bir enfeksiyon kaynağı olma potansiyellerine sahiptir. İleri yaş öğretmenler ve okul çalışanları ile altta yatan hastalığı olanlar COVİD-19 açısıdan daha fazla risk altındadır.”
OKULLARIN FİZİKİ ŞARTLARI UYGUN DEĞİL
Okulların açılmasına yönelik bir karar alınacağı zaman “bölgesel COVİD-19 yaygınlığı, çocukların okula erişim yolları, çocukların altta yatan hastalık durumları yanı sıra evde birlikte yaşadıkları aile fertlerinin yaş ve altta yatan hastalık durumları, devam ettikleri okulların fiziksel kapasiteleri, sosyal mesafe kurallarına uyumun sağlanabilmesi” gibi çok sayıda etkenin göz önünde tutulması gerektiğine dikkat çeken Tana Aslan, açıklamasına şöyle devam etti: “Milli Eğitim Bakanlığı’nın önümüzdeki kış dönemi için açıkladığı idealde çok yerinde olan; metrekare başına düşen öğrenci sayısının ve sınıflardaki öğrenci mevcudunun azaltılması gibi önlemler maalesef çoğu okulun fiziki şartları nedeniyle uygulama zorlukları içeriyor. Çocukların sosyal alanlarda oyun saatleri, aynı ortak oyun ve yemek alanlarını kullanmaları bulaş riskini arttırır. Bu konudaki denetlemeler yapılarak ve okulda çalışacak tüm personele periyodik tarama testi yapılması düşünülebilir.”
TÜSAD, okul servislerinde gelişebilecek olası risklerin de göz önüne alınmasını vurgularken, ek olarak şu uyarıları da yaptı: “Sosyal mesafe, öğrenci ve çalışanların maske kullanımları ve bunlara uyum konusunda ayrıntılı bilgilendirme ve tekrarlayan eğitimler yapılmalıdır. Çocukların sosyal alanlarda oyun saatleri, aynı ortak oyun ve yemek alanlarını kullanmaları bulaş riskini arttırır. Olası hastalık bulgusu gösteren öğrenci, öğretmen ya da okul çalışanlara yönelik değerlendirme, tanı, takip ve izlem yaklaşımı planlanmalıdır.”