Solunum Derneği TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı
Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, aşı ya da etkin bir tedavi bulunamaması halinde zatürreye bağlı ölümlerde yüzde 75 artış yaşanabileceğini belirtti.Önceki yıllardan çok daha ciddi ve ölümcül bir viral zatürre salgını ile karşı karşıya olduğumuzu dile getiren Kömürcü; “Maske, sosyal mesafe, el hijyeni önemlerinin yanı sıra özellikle kalabalık kapalı ortamlarda bulunmaktan kaçınmalıyız” dedi.
Pnömoni; halk arasındaki adıyla “zatürre” tüm dünyada tek başına enfeksiyon kaynaklı ölümlerin en büyük nedeni olarak biliniyor.Zatürre; sıklıkla bakteriyel, viral ya da daha nadiren mantar enfeksiyonuna bağlı olarak oluşabiliyor. Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), pandemi sürecinde zatürrenin çok daha tehlikeli bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, 12 Kasım 2020 “Dünya Zatürre Günü”nde önemli uyarılarda bulundu.
GEÇEN YIL 2.5 MİLYON KİŞİ ÖLDÜ
TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Berna Kömürcüoğlu, “Tüm dünyayı kasıp kavuran COVID-19 salgınına bağlı ciddi şekilde artan pnömoni ve ölümlerle daha önceden hiç olmadığı kadar gündemimizi oluşturuyor” derken, şu açıklamaları yaptı: “2019 yılında yaklaşık 2,5 milyon kişi (672.000 çocuk olmak üzere) zatürreye bağlı nedenlerden hayatını kaybetmiştir. Aralık 2019’dan günümüze dünya genelinde 1.273.714 kişi COVID-19 enfeksiyona bağlı nedenlerle hayatını kaybettiği bildirildi. Daha etkin bir tedavi ya da aşı bulunmazsa COVID-19’a bağlı ölümlerin bu sayıya yılda 1.9 milyon kişiyi ekleyebileceği düşünülüyor. Bu pnömoniye bağlı ölümlerin önceki yıllara göre yüzde 75 artışına denk geliyor ki, çok ciddi ve ölümcül bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.”
TANI SÜRECİ KISALTILMALI
Kömürcoğlu, COVID-19 enfeksiyonundan “maske, sosyal mesafe, el yıkama” önlemlerinin yarı sıra alınması gereken tedbirlere de işaret etti ve “Hızlı tanı koyma yöntemleri ile tanı sürecinin kısaltılması, etkin tedavi ve izolasyonun sağlanması ve gerekli olan hastalara oksijen desteğinin sağlanması salgın sürecinde hayati önem taşımaktadır” dedi.
COVID-19 dışı diğer zatürrelerde riskli gruplar; 5 yaş altı çocuklar (özellikle 2 yaş altı) ve 65 yaş ve üzeri yaşlılarda, ek hastalığı olan kişilerde sıklığı ve mortalitesinin yüksek olduğu belirlendiğini ve rutin pnömokok aşılaması önerildiğini hatırlatan Kömürcüoğlu, şunları söyledi: “Erişkinlerde; kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, başka kronik hastalıklar, dalağın alınmış olması, bağışıklık sistemini zayıflatan durumlarda var ise kişiler zatürre açısından daha duyarlıdırlar. Aşılama yapıldığında ve bağışıklık oluştuğunda zatürrenin görülme sıklığı ve zatürreye bağlı ölümlerde azalma görülmektedir. Yine 65 yaş üzeri grupta ve ek hastalığı olanlarda mevsimsel grip etkenlerine karşı grip aşısının yapılması, hem gribal enfeksiyonun hafif geçmesine ve hem de sekonder bakteriyel/ viral enfeksiyonların engellenmesinde önem taşımaktadır.
VİRAL BİR SALGINLA KARŞI KARŞIYAYIZ
“Bu yıl Dünya Zatürre Günü’de önceki yıllardan çok daha ciddi ve ölümcül bir viral zatürre salgını ile karşı karşıyayız” diyen Kömürcüoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Maske, sosyal mesafe, el hijyeni önemleri, özellikle kalabalık kapalı ortamlarda bulunmaktan kaçınılması ile kişilerin COVID-19 enfeksiyonun bulaşmasından kendilerini aktif bir şekilde korumaları çok önemlidir. Aşılama halen önemini korumaktadır; özellikle çocukların ve riskli grupların diğer zatürre etkenlerine karşı pnömokok ve mevsimsel grip aşılaması yapılmalıdır. Aşılama bu etkenlere bağlı zatürre sıklığını ve ölümleri azaltırken, hem de COVID-19 enfeksiyonu ile karışabilecek klinik tabloları ve enfeksiyona bağlı direnç düşüklüğü önleyecektir.”