Solunum Derneği TÜSAD, küresel iklim değişikliği nedeniyle giderek artan sel baskınlarının insan sağlığı ve çevre üzerinde olumsuz etkileri bulunduğuna dikkat çekti. Mesleki ve Çevresel Solunum Rahatsızlıkları-İş Sağlığı Çalışma Grubu adına bir açıklama yapan Uzm. Dr. Türkan Dizdar Cambaz; “Sel baskınları sırasında ve sonrasında salgınlar olmak üzere pek çok sağlık sorunu ortaya çıkıyor. Bu sorunları bertaraf etmek için hızla önlem alınmalı” uyarısı yaptı.
Aşırı yağışların neden olduğu sel felaketleri başta Türkiye olmak üzere bütün dünyayı olumsuz etkiliyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’un yanı sıra Kırklareli ve Aksaray’da sel baskınları olmuş, can kayıpları yaşanmıştı. Brezilya ve Yunanistan gibi birçok ülke de selller nedeniyle zor durumda. Sel felaketlerinin insan ve çevre sağlığı üzerine etkileri konusunda bir değerlendirme yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği Mesleki ve Çevresel Solunum Rahatsızlıkları-İş Sağlığı Çalışma Grubu, “Türkiye’de değişik zamanlarda farklı coğrafik bölgelerde insanların ve hayvanların çeşitli şekillerde zarar gördüğü birçok sel ve taşkın olayı oluyor. Bunun sonucu meydana gelen bir dizi sorundan en önemlisi ise temiz suya ulaşımın aksaması ve bu nedenle ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar” uyarısını yaptı.
Çalışma grubu adına bir açıklama yapan Uzm. Dr. Türkan Dizdar Cambaz, şiddetli yağışların neden olduğu sel felaketleri nedeniyle meydana gelen olumsuzlukları şöyle özetledi: “Doğal afetler arasında en çok sel ve taşkınlar nedeniyle bulaşıcı hastalık ortaya çıkar. Çünkü afet sırasında çoğunlukla su şebekeleri ve arıtma sistemleri hasar görür ve su ve kanalizasyon sistemlerinde kontaminasyon oluşur. İnsan ve hayvan artıkları içme suyuna karışarak içme suyunu kirletebilir ve bu da pek çok salgının yayılmasını kolaylaştırır.”
Fiziksel ve psikolojik birçok sorun ortaya çikabilir
Sel ve taşkınların yarattığı sorunların direkt ve indirekt olarak ayrıldığını belirten Cambaz, bu gibi durumlarda ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Derin taşkın suyu, heyelanlar, hızlı akan suyun taşıdığı kaya parçaları ve düşen ağaçlara bağlı yaralanmalar ve boğulmalarla karşılaşmak mümkün. Suyla direkt temasa bağlı olarak şok, kalp durması, vücut ısısının normalin altına düşmesi (hipotermi) ve solunumla ilişki hastalıklar ortaya çıkabilir. Yine kirli suyla temasa bağlı olarak yara enfeksiyonları, dermatit, konjonktivit, kulak-burun-boğaz enfeksiyonları, suyla bulaşan hastalıklar ve gastrointestinal hastalıklar görüşebilir. Bütün bunların yanı sıra fiziksel ve duygusal stres artışına bağlı olarak psikolojik bozukluklar ve kardiyovasküler sorunların artışı gibi durumlar yaşanabilir.”
“Kanalizasyon sistemlerinin zarar görmesi, yetersiz içme suyu ve temizlik için su yetersizliği gibi nedenlerle suyla bulaşan enfeksiyonlar ortaya çıkabilir” diyen Cambaz, şu noktalara da dikkat çekti: “E-Coli enfeksiyonları, kanlı dizanteri, Hepatit-A enfeksiyonu, Leptospia enfeksiyonu, hatta kunduz ateşi (giardiazis) salgınları ortaya çıkabilir. Sel taşkınları nedeniyle oluşabilecek durgun sular nedeniyle başta sivrisineklerden bulaşan sıtma olmak üzere dang humması, Japon ensefaliti ve sarı humma gibi hastalıklar artabilir. Kemirgenlerin çoğalması ve kemirgenlerin ortak yüksek zeminde insanlara yakınlığı nedeniyle kolera, tifo, leptospiroz gibi bazı hastalıkların bulaşması hızlanabilir.”
Temiz suya hizla erişim sağlanmalı
Cambaz, sel afetleri sonrasında zararı azaltmak için alınacak önlemleriyse şöyle sıraladı:
- Sellerden sonra sağlıklı suya erişimin kolaylaştırılmalı,
- Atık suyunun zararsız hale getirilmeli,
- Su ve kanalizasyon sistemlerindeki kontaminasyonların önlenmeli,
- Katı atıklar uygun bir şekilde toplanmalı,
- Vektör ve kemirici kontrolü yapılmalı,
- Sağlık hizmetine kolay ulaşılabilirlik sağlanmalı.