Şap hastalığı Ülkemizde başta sığır olmak üzere koyun ve keçilerde yıllardır zaman zaman görülen ve bazen büyük salgınlara neden olan bir hastalıktır. Bulaşıcılığı yüksek olduğundan görüldüğü bölgede etkili önlemler alınmazsa hemen hemen bütün hayvanlar hastalığa yakalanmaktadır. Hastalık sığırlarda koyun ve keçilere göre daha şiddetli seyretmektedir. Ölüm oranı düşük olmasına rağmen hemen hemen sürünün tamamını etkilediğinden verim kaybına yol açar. Verim kaybı yalnız hastalığın seyrettiği akut dönemle sınırlı kalmaz, çoğunlukla süt verimleri uzun süre istenilen düzeye yükselmez. Ayak problemleri sonucu reformeye ayrılan hayvan sayısını artırır. Tüm bunların sonucu olarak görüldüğü ülkede yetiştirici için önemli ekonomik kayıplara neden olur.
Şap hastalığı ülkemizde sıklıkla görülen ancak düzenli aşılamayla kontrol altında tutulan bir hastalıktır. Veteriner hekimlerin düzenli aşılamaları sayesinde genellikle önemli zararlara yol açmadan hastalık söndürülmektedir. Ancak mevcut salgında hastalığa neden olan serotip daha önce ülkemizde rastlanmayan SAT2 serotipidir. Bu nedenle diğer serotiplere karşı aşılanmış hayvanlarda da hastalık görülmüştür. Bu tip yeni salgınlarda korumasız olan buzağı, kuzu ve oğlaklarda virusun yeni serotipinin kalp kasında dejenerasyon meydana getirmesi sonucu yavrularda ölümlere yol açtığı bildirilmektedir.
Ülkemizde mevcut durumda Afyon, Erzurum, Aksaray, Çanakkale ve Çorum’da O serotipi, Niğde, Ankara, Aydın, Van, Zonguldak, Bolu, Sivas, Kars, Sinop, Burdur, Kırıkkale, Konya, Erzincan, Eskişehir, Ağrı ve Amasya’da SAT-2 serotipi şap hastalığı belirlendi. Coğrafi dağılıma bakıldığında oldukça yaygın bir seyir izlediği görülmektedir.
Hastalığın önlenmesi amacıyla Şap enstitüsünde üretilen aşılar meslektaşlarımız tarafından bahar başından beri uygulanmaktadır. Bugüne kadar tetravalan, trivalan ve bivalan olmak üzere toplamda 10 milyondan fazla SAT-2 antijeni içeren aşı üretilmiştir.
Hastalığın ülkemize girişinin güney sınırlarımızdan kontrolsüz hayvan girişi olduğu düşünülmektedir. Bu salgının çok yaygın görülmesine yaşadığımız depremin de etkili olduğu düşünülmektedir. Deprem sonucu bölgeden zorunlu hayvan çıkışının artması, hayvan hareketlerinin kontrolünün aksaması hastalığın yayılmasında önemli rol oynamıştır.
Hastalık oldukça hızlı yayıldığından mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alınması gerekmektedir.
Bu amaçla;
Bakanlığın uygulamaya koyduğu hayvan hareketlerinin kısıtlanması kararlarına sıkı sıkıya uyulmalıdır.
Hayvancılık işletmelerinin girişlerinde biyogüvenlik tedbirleri artırılmalı, girişlerde mutlaka dezenfektan olmalıdır.
Öncelikle hastalık görülen bölgelerdeki hastalığa yakalanmamış sığırlar yeni şap aşısı ile aşılanmalıdır. Daha sonra koyun ve keçiler yeni şap aşısı ile aşılanmalıdır.
Gerek aşı uygulayanlar ve gerekse diğer sağlık uygulamalarına gelen görevliler yeni girdikleri ahırda, işletmede biyogüvenlik tedbirlerine uymalıdır.
İşletmelere ziyaretçi ve kendi hayvanı olan kişilerin çalıştıkları diğer çiftliklere girişi kısıtlanmalıdır.
Ülkemizde birçok bölgede yaygın olan şap salgını dolayısıyla hastalık kontrol altına alınana kadar başta sığır olmak üzere koyun-keçi ithalatı yapılmamalı, anlaşması yapılanlar ertelenmelidir.
Mevcut şap salgınından sonra da bu tür salgın salgınların kontrolü için bazı bölgelerdeki illerde hayvan pazarlarının kapatılarak pilot uygulamaya geçirilmesi denenmelidir.
Aşılamalar düzenli olarak yapılmalıdır
Hayvan ve hayvansal ürünlerin sevkinde veteriner hekim kontrolü mutlaka yapılmalıdır.
İthalat durdurulmalı, kaçak hayvan girişleri önlenmelidir.
İnsana bulaşır mı?
Şap hastalığı zoonoz karekterli (hayvandan insana) olsa da insanlarda ciddi bir vaka bildirilmemiştir. Genellikle hafif belirtilerle seyretmekte toplum sağlığı açısından bir risk olarak görülmemektedir. Ancak ciddi bir verim kaybına neden olduğundan et ve süt kaybına neden olarak dolaylı olarak toplum sağlığını etkilemektedir. Virus ısıya duyarlıdır, 70 C de 30 dakika pişirmeyle virüs yok olmaktadır.
Şap kurban bayramını etkiler mi, et fiyatlarındaki artış devam eder mi?
Salgının devam etmesi durumunda hayvan hareketleri kısıtlanması nedeniyle kurban bayramında arzda sorun yaşanabilir. Özellikle büyük şehirlere kurbanlık girişi etkilenebilir. Bakanlık ithalatla önlem almaya çalışmaktadır. Ancak ithalatın hayvancılığımız açısından daima olumsuz etkiler yaratacağı açıktır. Bu olumsuz etkilerin yansıması olarak başta et ve süt olmak üzere hayvansal ürünlerde fiyat artışlarının süreceği beklenebilir.
Kuş gribinde durum;
Bildiğiniz üzere ülkemizde ve Dünya genelinde devam eden yüksek derecede patejonik kuş gribi salgını zaman zaman görülüyor. En son kuş gribi vakaları yumurta üretiminin yoğun olarak yapıldığı Afyonkarahisar ve Denizli idi.
Afyonkarahisar’ın Başmakçı ilçesi ile Denizli’nin Honaz ilçesinde yumurta üretim tesislerinde kuş gribi vakalarına rastlanması üzerine karantinaya alınmıştı. Bu iki ilçe yumurta üretiminde oldukça önde olan bölgelerimiz. Bölgede 6.5 milyon kadar yumurta tavuğu itlaf edildi.
Göç yolları üzerinde olan ülkemizde kuş gribi vakaları daima beklenmelidir. Görülen bölgelerde yetiştiricilerin tazminatları ödenerek gerekli önlemler hızla alınmalıdır. Kanatlı işletmeleri açılırken sulak alanlardan uzak, göç yolları üzerinde olmayan lokasyonlar seçilmelidir.