Yeni yapılan bir çalışmaya göre, yaşlanan veya uyuyan hücreleri hedef alan mevcut bir ilaç, bel ağrısının tedavisine yanıt sağlayabilir. İlaç, bel ağrısını hafifletmek için ‘uyuyan’ kemik hücrelerini dışarı çıkarıyor.
Araştırmacılar, mevcut bir ilacın, omurga aşırı duyarlılığını önemli ölçüde azaltmak için ‘uyuyan’ veya yaşlanan osteoklast hücrelerini hedef alacak şekilde yeniden kullanılabileceğini buldu.
Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Ortopedi Cerrahisi ekibi “Bulgularımız, belki de mevcut ilaçların kullanılmasıyla bu yaşlanan osteoklastların tükenmesinin bel ağrısının tedavisinde yeni bir stratejiyi temsil edebileceğini gösteriyor.”
Söz konusu ilaç, ABD ilaç şirketi AbbVie tarafından üretilen, daha önce ABT263 olarak bilinen bir Bcl-2 inhibitörü olan deneysel antikanser ilacı Navitoclax’tır. Daha önceki çalışmalarda ilaç, kanser tedavisinin ötesinde, cilt hücrelerini gençleştirme ve Alzheimer hastalığıyla mücadele etme konusunda umut vaat etmişti.
Hücresel yaşlanma, gersbilimin veya yaşa bağlı hastalıkların yeni ortaya çıkan alanındaki araştırmaların önemli bir odak noktasıdır. Yaşlanan hücreler bölünmeyi durduran hücrelerdir, ancak aynı zamanda ölmeleri gerektiği zaman da ölmezler; bu da iltihaplanmalara ve öğrendiğimiz gibi yaşa bağlı bir dizi kronik duruma yol açabilir.
Aynı zamanda sağlık süresini ve yaşam süresini uzatmak için yaşla birlikte gelen hücresel işlev bozukluğuna karşı koymayı amaçlayan, senolitik olarak bilinen yeni ilaç sınıfının da ana hedeflerinden biridir. Nativoclax aynı zamanda bir senolitiktir.
Steoklastler, bu tür yaşlanan hücreler, yeni doku için yeniden şekillenmek üzere kemiği parçalamak yerine ‘uyuyor’.
Araştırmacılar, bir fare modeli kullanarak, iki tür ağrı sorunu olan hayvanların gözenekli uç plakalarında yaşlanmış osteoklastların bulunup bulunmadığını test etti; biri yaşa bağlı, diğeri ise lomber omurga instabilitesinin sonucu.
Belirlendikten sonra, yaşlanan hücreleri hedef alan ve onları ‘inşaat sahasından’ uzaklaştıran Navitoclax’ı kullanarak her iki fare grubunda da ağrıyı etkili bir şekilde azalttı ve kontrol grubuyla karşılaştırıldığında aktiviteyi artırdı.
Kemik dokusunun analizi, uç plakalarda dejenerasyonun ve gözenekliliğin azaldığını ve aralarındaki ayrımın azaldığını gösterdi. Ayrıca, yaşlanan hücreler olmadan, gözeneklilik eksikliğinin, yeni sinirlerin kemiklere doğru büyüyemediği ve hassasiyeti ve ağrıyı tetikleyemediği anlamına geldiğini de buldular.
Bu, klinik bir deneyde daha ileri düzeyde değerlendirilebileceğini ümit eden araştırmacılar için ümit verici bir sonuçtur.