Ana Sayfa Manşet Uzmanlıkların varlığı dişhekimliği yetki alanını daralttı mı?

Uzmanlıkların varlığı dişhekimliği yetki alanını daralttı mı?

1219 sayılı  Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a 2010 yılında eklenen bir maddeyle, dişhekimliğinin sekiz dalında uzmanlık tanımlanmıştır. Geçtiğimiz yıl buna eklenen bir dal ile birlikte, dişhekimliğinin 9 ayrı alanında uzmanlık eğitimi yapılabilmektedir.

Uzmanlık alanlarının belirlenmesinin dişhekiminin yetkilerine sınırlama getirip getirmediği çokça tartışılan ve  üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Ankara Üniversitesi Dişhekimliği  Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Murat Akkaya ve TDB Hukuk Müşaviri Av.Mustafa Güler tarafından kaleme alınan aşağıdaki makale, dişhekimlerinin yetki sınırları konusunda kamuoyunu aydınlatacaktır.

Türk Dişhekimleri Birliği

***

Dişhekimliğinde uzmanlıkla dişhekimlerinin yetkileri kısıtlandı mı?

Av.Mustafa GÜLER– Türk Dişhekimleri Birliği Hukuk Danışmanı

Prof.Dr.Murat AKKAYA – Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Başkanı

1219 sayılı  Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a 2010 yılında eklenen bir maddeyle, dişhekimliğinin sekiz dalında uzmanlık tanımlanmıştır. Geçtiğimiz yıl buna eklenen bir dal ile birlikte, dişhekimliğinin 9 ayrı alanında uzmanlık eğitimi yapılabilmektedir.

Ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin sunulmasında ülkemizde bu kadar çok uzmanlığa gerek olup olmadığı önemli bir tartışma başlığıdır. Ancak bu yazıda, söz konusu tartışmaya girilmeksizin, uzmanlık alanlarının belirlenmesinin dişhekiminin yetkilerine sınırlama getirip getirmediği üzerinde durulacaktır.

Dişhekimliği yetkisi

Bir kişinin dişhekimi olarak çalışabilmesinin şartları ile bu çalışmada yapabilecekleri yasayla belirlenir. 1219 sayılı Yasa’nın 30. maddesinde, ülkemizde dişhekimliği yapabilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak ve dişhekimliği fakültesinden mezun olmak gerektiği belirtilmektedir.

Aynı Yasa’nın 29. maddesinde ise dişhekimlerinin yetkili oldukları alan ve bu alandaki yetki sınırı tanımlanmıştır. Buna göre; “Diş tabibi, insan sağlığına ilişkin olarak, dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunması, hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhisi ve tedavisi ve rehabilite edilmesi ile ilgili her türlü mesleki faaliyeti icra etmeye yetkilidir.”

Bu yasal kurallar uyarınca, ülkemizde dişhekimi olarak çalışma hak ve yetkisine sahip olan kişi, insan sağlığına ilişkin olarak, dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunması, hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhisi ve tedavisi ve rehabilite edilmesi ile ilgili her türlü mesleki faaliyeti yerine getirmeye yetkilidir.

Dişhekimliğinde uzmanlık

Dişhekimliğinin dokuz alanından birinde uzman olmak isteyenler ilgili sınavı başarıp gerekli eğitimi aldıktan sonra kendisini uzman olarak tanıtma hakkına sahiptir.

1219 sayılı Yasa’nın 29/2. maddesinde “Diş tabipliğinin herhangi bir dalında münhasıran uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmek için diş hekimliği fakültelerinden veya Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarından alınmış bir uzmanlık belgesine sahip olmak şarttır.” şeklinde ifade edilen uzmanlık düzenlemesinde de uzmanlık eğitimi sonucunda elde edilen uzmanlık belgesiyle münhasıran uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmenin mümkün hale geldiği açıklanmıştır.

Uzmanlıkların varlığı dişhekimliği yetki alanını daralttı mı?

Dişhekimlerinin yetkilerinin uzmanlık sebebiyle daraltılabilmesi ancak amaca uygun yasal bir kural ile mümkündür.

Örneğin hekimlerle ilgili düzenlemede, uzman olmayan hekimlerin genel olarak hastalıkları tedavi hakkı olduğu ancak uzmanlık belgesi olmayan hekimlerin hiç bir ameliyei cerrahiye yapamayacakları cerrahii sağireye ait ameliyat (küçük cerrahi işlemler) ile sünneti ise her hekimin yapabileceği açıkça belirtilmiştir. (1219 sayılı Kanun m.3 ve m.8) Yine hekimlere yönelik düzenlemeler arasında, büyük ameliyatların –acil durumlar hariç olmak üzere- ancak uzman hekimlerle birlikte bir hekim tarafından yapılabileceği ifade edilmiştir. (m.23)

1219 sayılı Yasa’nın 29. maddesinde bütün dişhekimlerinin yetkileri ortak biçimde tanımlanmış; münhasıran uzman olmak ve o unvanı ilan edebilmek için ise uzmanlık belgesine sahip olmak gerektiği belirtilmiştir.

Hekimlerle ilgili düzenlemelerin aksine, Yasa’nın herhangi bir maddesinde, dişhekimliğinde uzman olanların sahip olduğu ilave bir yetki tanımlanmış değildir. Aynı şekilde, Yasa’nın herhangi bir hükmünde uzman olmayan dişhekimlerinin yetkilerinin daraltılmasına ilişkin bir düzenleme de yoktur.

Belli işlemleri uzman olmayan dişhekimlerinin yapması yasak mı?

1219 sayılı Yasa uyarınca insan sağlığına ilişkin olarak, dişlerin, diş etlerinin ve bunlarla doğrudan bağlantılı olan ağız ve çene dokularının sağlığının korunması, hastalıklarının ve düzensizliklerinin teşhisi ve tedavisi ve rehabilite edilmesi ile ilgili her türlü mesleki faaliyet dişhekimlerinin yetkisindedir. Bu alanda kalması şartıyla, ağız ve diş sağlığına ilişkin herhangi bir işlemi dişhekimlerinin yapmasını yasaklayan yasal bir kural bulunmamaktadır.

Dişhekimi, yasal yetki alanında kalan işleri mesleki eğitim, deneyim, beceri gibi kişisel yeterliklerinin yanı sıra işlemi yapılacağı sağlık kuruluşunun insan gücü ve teknik olanaklarını gözeterek değerlendirir; bunun sonucuna bağlı olarak sübjektif ve objektif yetersizlikler nedeniyle birtakım işleri yapmaktan kaçınabilir. Ancak, dişhekimliği yetki alanındaki herhangi bir işin dişhekimi tarafından yapılamayacağı, ancak ilgili uzman dişhekimi tarafından yapılabileceğine ilişkin bir değerlendirme a priori olarak yapılamaz.

Dişhekimliği Ulusal Çekirdek Eğitim Programı (DUÇEP) nedir?

Son zamanlarda çeşitli platformlarda bir alanda uzman olmayan dişhekiminin o alanda tanımlanmış pek çok işi yapamayacağına ilişkin savlara gerekçe olarak DUÇEP’ten bahsedilmekte, bu raporda belirlenen yetkinlik düzeylerine aykırılık halinde mesleki kusur (malpraktis) olacağı iddia edilmektedir. Bu iddia bütünüyle ve kesinlikle yanlıştır.

DUÇEP olarak kısaltılan rapor, sivil bir yapılanma olan Dişhekimliği Dekanlar Konseyi tarafından görevlendirilen bir kısım akademisyen tarafından hazırlanmış, lisans eğitimi içeriğinin belirlenmesini amaçlayan Mezuniyet Öncesi Diş Hekimliği Eğitimi Ulusal Çekirdek Eğitim Programı’dır.

Anılan Rapor, her düzeyde yararlanılabilecek bir takım değerli saptamalar içermekle birlikte, herhangi bir mevzuatın parçası değildir; buna bağlı olarak dişhekimlerinin yetkileri belirlenemez. Ayrıca, DUÇEP, fakültelerimizde hali hazırda kazandırılan yetkinlikleri de eksik göstermektedir.

Bu Rapor tek başına herhangi bir hukuki değerlendirmeye dayanak olamayacağı gibi Rapor’da yer alan saptamalardan yola çıkılarak dişhekimlerinin ve uzman dişhekimlerinin görev ve yetkilerinin belirlenmesi de kesinlikle mümkün değildir.

Tıpta Uzmanlık Kurulu kararları ile yetki sınırları belirlendi mi?

1219 sayılı Yasa’nın Ek 14. maddesinde Tıpta Uzmanlık Kurulu’na, “Uzmanlık dallarının eğitim müfredatları ve bu müfredatlara göre uzmanlık dallarının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesi”ni belirleme yetkisi verilmiştir.

Tıpta Uzmanlık Kurulu, Diş Hekimliği Alanlarındaki Uzmanlık Dallarının Çekirdek Müfredatlarını belirlemiştir. Bu, uzmanlık eğitiminin içeriğinin belirlenmesi ve bu eğitim sürecinde kazanılması gereken yetkinlerin belirlenmesine yöneliktir. Ancak müfredat belirlemesinden yola çıkarak, söz konusu müfredat kapsamında olan ve eğitim sürecinde kazanılması hedeflenen yetkinlik alanlarının dişhekimlerine kapatıldığı sonucu çıkartılamaz. Uzman dişhekimleri söz konusu alanlarda diğer dişhekimlerine göre derinleşmekte ise de bu durum dişhekimlerinin yetkilerinin daraltılmasına varan biçimde yorumlanamaz.

Nitekim Tıpta Uzmanlık Kurulu, genel tıp alanına ilişkin, bir ana uzmanlık dalının yan dallarının oluşturulması halinde yan dalların alanındaki konularda uzmanların yetki kaybı olup olmayacağına dair bir değerlendirmesinde, yan dal ihdas edilmesinin uzman hekimlerin yetkisinde daralmaya sebep olmayacağını belirtmiştir:

“…bağlı yan dalda uzman unvanı almayan/alamayan ana dal uzmanı, ana dalın yetki ve sorumluluk alanına giren tıbbi iş ve işlem kalemlerinde bir yetki ve sorumluluk kaybına uğramazlar. Yan dal uzmanı ise, uzmanı olduğu ana dalın bütün yetki ve sorumluluklarını taşır; ancak ileri eğitim alarak (“derinleşerek”) uzmanlaştığı yan dal alanındaki yetki ve sorumlulukları, sadece ana dal uzmanı olanlara kıyasla daha derindir. Sonuç olarak; bir ana dal uzmanının kazanmış olduğu mevcut yetkinlik ve yetkileri bu ana dalın yan dallarının varlığı nedeniyle değişmez.”
Tıpta Uzmanlık Kurulu Kararı için tıklayınız…

Sonuç olarak;

Dişhekimlerinin yetki sınırı 1219 sayılı Yasa’nın 29. maddesinde belirlenmiş, dişhekimliğinde uzman olmanın getirdiği ek bir yetki Yasa’da tanımlanmamış, uzman olmanın bunu ilan edebilme hakkı verdiği ifade edilmekle yetinilmiştir. Diğer yandan, Yasa’ya daha sonra eklenen bir maddede uzmanlık dallarının temel uygulama alanları ile görev ve yetkilerinin çerçevesini belirleme yetkisi Tıpta Uzmanlık Kurulu’na verilmiştir. Anılan Kurul, dişhekimliği uzmanlık eğitiminin çekirdek müfredatına ilişkin çalışma yapmış ise de uzmanlık alanlarının görev ve yetki çerçevesini henüz tanımlamış değildir.

Bu bağlamda, dişhekimleri Yasa’nın kendilerine verdiği yetki alanı içinde her türlü mesleki faaliyeti icra etmeye yetkilidir. Bu yetkiyi kullanan dişhekiminin yaptığı işlerin sorumluluğunu taşıdığı tartışmasızdır. Buna göre, dişhekimi yetki alanındaki bir hastalığın tedavisine ilişkin kararlarında, yeterlik ve yetenekleri ile sahip olduğu araç gereci gözeterek hastanın sağlığını riske etmeyecek şekilde değerlendirme yapmalıdır.