Varis sadece kozmetik bir sorun olarak kalmıyor, kozmetik olarak daha kötü hale gelmesinin dışında ilerleyici bir hastalık olarak vücutta değişikliklere yol açıyor. Varis tedavisi için en kritik evre dördüncü aşama. Bu aşamadan sonra hastalığın doku değişiklikleri geri döndürülemez bir hal alıyor. O yüzden üçüncü aşamadayken yani henüz bacakta renk değişiklikleri, egzama, ciltte kuruma, sertleşme başlamadan bir an önce tedavi olmanızda yarar var
“Varis hastalıkları çok geniş bir yelpazede kendini gösterir. Çok ince kılcal damarlar, görünen mavi-yeşil damarlar ya da kocaman ciltten kabarık büyük damarlar. Hepsine varis diyoruz” diyen Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Deniz, “Varis, ilerleyen bir hastalıktır. Dokuda değişiklikler yapmaya başladığında tedavisi çok uzun ve zor bir süreç gerektirir. Hatta çoğu zaman ‘geri dönüşümsüz bir aşamadadır’ denilebilir. Bu aşamaya gelmeden varislerinizi tedavi ettirin” diyerek uyarıyor.
Varis sadece damarların görünür hale gelmesi demek değildir. Bu genişlemeler aslında ‘toplardamarlar içindeki yüksek tansiyondan’ kaynaklanır. Bu venöz hipertansiyon sadece damarları şişirmekle ve genişletmekle kalmıyor. Aslında yavaş yavaş dokuda birtakım bozulmalara neden oluyor. Asıl problem de burada başlıyor! Varis sadece kozmetik sorun olarak kalmıyor, kozmetik olarak daha kötü hale gelmesinin dışında ilerleyici bir hastalık olarak vücutta değişikliklere yol açıyor.
Sinsi sinsi ilerliyor
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hayati Deniz, sinsi şekilde ilerleyen varis ile ilgili şu bilgileri veriyor:
“Venöz hipertansiyon etkisi ile önce damar cidarı bozuluyor, damar cidarından sıvı doku içine sızmaya başlıyor. Bacak, bileklerden başlayarak şişmeye başlıyor. Bu da hastalığın bir ileri evresine geçişi gösteriyor. Sıvıyla birlikte kan hücreleri de damar dışına çıkıyor, olmaması gereken hücreler ve maddeler dokuda birikmeye başlıyor. Ve dokuda enflamasyon yani ‘yangı’ başlıyor; dokuda bir savaş oluyor. Ve artık hastalığın bir ileri evresine geçiliyor. Vücut artık alarm veriyor, bu yüksek tansiyonun yarattığı zararı tolere edemiyor ve
• Ayak bileklerinde renk koyulaşması, önceleri hafif bir koyulaşma iken yavaş yavaş mor siyah renge doğru ilerliyor.
• Kaşıntılar başlıyor.
• Venöz egzama dediğimiz cilt döküntüleri oluyor.
• Cilt kuruyor.
• Cilt altı sertleşiyor.
• Cilt elastikiyetini kaybediyor.
• Küçük damarlar artan bir hızla ayağı ve bilekleri kaplıyor.
• Yer yer doku daha da incelip hatta bağ dokusuna dönüşerek parşömen kâğıdı gibi oluyor.”
Kaşısanız bile yara açılıyor
“Ve artık geri dönüşümsüz veya çok zor tedavi edilebilir evre 4 başlıyor; ki bundan sonra çok ufak travmalarla, kaşıyarak ya da çarparak bileğe gelen küçük bir darbede yara açılabiliyor” diyen Prof. Dr. Deniz, “Bu da hastalığın son aşaması oluyor. 6. evre dediğimiz bu aşama ‘Açık yara/açık ülser’ aşaması, tedavi edilmesi son derece zor aşamasıdır. Eğer ülseri kapatabilirsek hastalık 5. aşamaya geriliyor. Yani varis için en değerli aşama 4. aşama ki bu aşamayı geçersek artık son evredeyiz. Bu aşamadan sonra hastalığın doku değişikliklerini çok da fazla geri döndüremiyoruz. Bu aşamada çok geç kalmadan ameliyat etmeliyiz” diyerek ameliyat şansı olan hastaların ameliyat oldukları zaman hastalıklarının ilerlemesini durdurabildiklerini de belirtiyor.
Son aşamaya gelmeden tedavi olun
Prof. Dr. Hayati Deniz, “Yara açılmasını engelleyebiliyoruz ama hastalığı geri çeviremiyoruz. Yani tedavi her aşamada şart. Ama 4. evreye gelmeden tedavi edebildiğimiz hastalar bundan sonraki hayatlarını varis ile ilgili bir sorun olmadan geçirebiliyor. Bu aşamadan sonraki tedavilerde ciltteki değişiklikler biraz düzeliyor ama tamamen normal eski haline gelemiyor. Sonuç olarak varisleriniz varsa ve 3. aşama bulguları olan bileklerinizden başlayarak alt bacakta renk değişiklikleri, egzama, ciltte kuruma, sertleşme gibi bulgularınız varsa, tedavinizi daha fazla geciktirmeyin” diyor.
Varisten korunmada ‘hayati’ öneriler
• Bol bol hareket edin. Yürüme, yüzme, bisiklet, gibi sürekliliği olan hareketleri tercih edin. Yaz aylarında uzun süreli güneş banyolarından kaçının.
• Bir saatten daha uzun süre oturmayın ya da ayakta kalmayın. Gün içerisinde birkaç kez bacakları yüksekte tutmak yararlıdır.
• Ayaklarınızla A harfi yapacak gibi topukları uzaklaştırıp, başparmakları birleştirin. Topukları birleştirip parmakları uzaklaştırarak V harfi yapın. Topuklarınız yerde kalsın, ayaklarınızın ön kısmını yukarı kaldırın. Sonra ayaklarınızın önü yerle temastayken topuklarınızı yukarı kaldırın. Hareketlerin hepsini 10’ar kez tekrarlayın.
• Soğuk suyla bacaklara duş yapın. Cilde uygulanan soğuk su kanın kalbe dönüşünü hızlandırır.
• Bol giysileri tercih edin.
• Topuk yüksekliği 5 santimden fazla olan ayakkabıları giymeyin.
• Beslenmenize dikkat edin, günde en az iki litre sıvı tüketin ve sigara içmeyin.
• Doktor önerisi olmadan varis çorabı kullanmayın ancak tavsiye edildiyse düzenli giymeye özen gösterin.