Dünyada her 100 bin kişinin 5-10’unda yıllık olarak beyin tümörü saptanabildiğini belirten Medical Park Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsmail Bozkurt, “Beyin tümörünün oluşumunda net sebepler henüz aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Fakat bilinen risk faktörlerinin yaş, genetik yatkınlık, aile öyküsü, sigara, radyasyon maruziyeti, geçirilmiş viral enfeksiyon (EBV, CMV), elektromanyetik alanlara yakın yaşamak ve kafa travmaları olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Medical Park Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İsmail Bozkurt, beyin tümörü ve tedavisi hakkında açıklamalarda bulundu.
150 FARKLI ÇEŞİDİ BULUNUYOR
Beyin tümörünün ne olduğuna değinen Op. Dr. Bozkurt, “Latince şişlik anlamına gelen tümör, vücudun her dokusunda görülebildiği gibi beyinde de rastlanabilir bir durumdur. Beyin tümörü tanısı alan kişilerin yaş ortalaması 61 olduğundan ömür beklentisi ve sağlık hizmetlerindeki artışa paralel olarak tanı alan kişi sayısında artış mevcuttur. Dünyada her 100 bin kişinin 5-10’unda yıllık olarak beyin tümörü saptanabilmektedir. Tümörler genel olarak benign (iyi huylu) ve malign (kötü huylu) olarak ayırım gösterir. Beyin tümörlerinde tanımlanmış 150 farklı çeşit bulunur ve köken aldığı hücreye göre yavaş veya hızlı büyüme seyri gösterebilmektedir. Beyin tümörlerinin çoğunluğu vücudun başka bir yerinde oluşan kanserin sıçraması ile oluşmaktadır” açıklamasında bulundu.
RADYASYONA DİKKAT!
Op. Dr. Bozkurt, beyin tümörünün oluşumunda net sebeplerin henüz aydınlatılmaya çalışıldığını fakat bilinen risk faktörlerinin yaş, genetik yatkınlık, aile öyküsü, sigara, radyasyon maruziyeti, geçirilmiş viral enfeksiyon (EBV, CMV), elektromanyetik alanlara yakın yaşamak ve kafa travmaları olduğunu söyledi.
BU BELİRTİLER GÖZ ARDI EDİLMEMELİ
Beynin tüm vücudumuzun komuta merkezi olduğu için, tümörün bulunduğu yer ve boyutuna göre bulguların değişkenlik gösterebileceğini söyleyen Op. Dr. Bozkurt, belirtileri şu şekilde sıraladı:
• Baş ağrısı (yeni başlayan, farklı karakterde, giderek şiddetlenen).
• Özellikle sabahları olan bulantı/kusma.
• Epilepsi nöbeti.
• Dengesizlik, baş dönmesi.
• Görme, işitme veya konuşmada bozukluk.
• Kollarda ve bacaklarda kuvvetsizlik, uyuşma, beceriksizlik.
• Ani duygu durumu değişikliği.
• Hafıza bozukluğu.
• Uyku hali.
• Yüzde uyuşma.
• Kişilik değişikliği.
• Bilinç bulanıklığı.
• Karar vermekte zorluk.
AİLESİNDE KANSER OLAN BİREYLER DİKKAT ETMELİ
Özellikle ailede kuvvetli beyin tümörü hikâyesi olan bireylerin sigara ve radyasyon gibi önlenebilir faktörlerden uzak durması gerektiğine dikkat çeken Op. Dr. Bozkurt, “Bu kişilerin aynı zamanda tümör bulgularını barındırması halinde Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanına muayene olması elzemdir” dedi.
Beyin tümörü tanısında öncelikle en önemli basamağın hastanın hikâyesi ve muayenesi olduğunu belirten Op. Dr. İsmail Bozkurt, “Deneyimli bir hekim hikâye ve muayene sonrası şüphelendiği bir durum olması halinde tanı koydurucu ek görüntüleme tetkiklerine başvurabilir. Bunların başında en hızlı olan bilgisayarlı tomografi olup, daha net tanı ve değerlendirme için manyetik rezonans (MR) görüntülemesi tercih edilir. Şüpheli bulgular izlenmesi halinde ilaçlı (kontrastlı) MR ile tanı netleşir. Bazı durumlarda tümörün başka yerden sıçradığından şüphelenilirse, vücudun diğer bölgelerini değerlendiren PET gibi ek tarama ve tetkikler yapılabilir” diye konuştu.
TÜMÖRÜN EVRELERİ
Beyin tümörünün evrelerinden bahseden Op. Dr. Bozkurt, “Beyin tümörlerinde evreleme tümörün cinsine göre değişkenlik göstermekle beraber, en iyi huylu tümörler genellikle evre 1 kategorisinde olup en kötü huylular ise evre 4 olarak kabul edilir. Beyin tümörleri en sık çocuklarda ve ileri yaşlarda görülür, erkeklerde bir miktar daha sık saptanır. Beynin en kötü huylu ve maalesef en sık görülen beyin tümörü Glioblastom’da ortalama ömür beklentisi 8 ay olup, bu süreç erken teşhis, hızlı ve etkin tedavi ile uzatılabilir” ifadelerini kullandı.
EN SIK AKCİĞER KANSERİNDE BEYNE SIÇRAMA GÖRÜLÜYOR
En sık akciğer kanserlerinde beyne sıçrama görüldüğünü ve bunu meme kanseri, malign melanom, prostat kanseri ve kolon kanserinin takip ettiğini vurgulayan Op. Dr. Bozkurt, “Beyin tümörlerinin tedavisi her hastaya göre şekillendirilir, dolayısıyla kalıp bir tedavi yaklaşımı yoktur. Hastanın yaşı, genel durumu, ek hastalıkları, şikâyetleri ile beraber tümörün cinsi, boyutu, sayısı ve bulunduğu yere göre tedavi şekillendirilir. Fakat kabaca çoğu tümörde en az zarar ile en fazla hastalıklı dokunun cerrahi olarak çıkarılması (maximal safe resection) tercih edilir. Daha sonra çıkan tümörün patolojik değerlendirmesi ile beraber ek tedavi seçenekleri gözden geçirilir (radyoterapi + kemoterapi). Teknolojik gelişmeler sayesinde güvenli ve etkin cerrahi artık daha kolay olmuştur. Nöronavigasyon sayesinde hedefe yönelik yaklaşımla hastaya en az zararı vererek azami tümör dokusu güvenle çıkartılabilmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.