Türkiye’de 1928 yılında kurulan ülkemizin en köklü derneklerinden, Türk göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği 57’nci Ulusal Kongresi 8-12 Kasım 2023 tarihleri arasında Türk Oftalmoloji Derneği Erzurum Trabzon Şubesi katkılarıyla Antalya’da düzenleniyor. Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof.Dr. Ziya Kapran yapay zeka teknolojilerinin, göz sağlığı alanında, erken teşhiste, hastalık tahmininde ve tedavi süreçlerinin iyileştirilmesinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.
Türkiye Oftalmoloji Derneği (TOD), kuruluşunun 95. yılında Türkiye’nin en köklü meslek kuruluşlarından biri olarak Türk göz hekimlerinin mesleki becerilerini ve deneyimlerini artırmak amacıyla eğitim çalışmaları ve etkinlikler düzenliyor. Dernek, tüm yıl boyunca çok sayıda eğitim seminerleri yaparken, Ulusal Oftalmoloji Kongresi de TOD’un en önemli bilimsel aktivitesi olarak yer alıyor. 57. Ulusal Kongrenin bilimsel programında paneller, kurslar, yuvarlak masa toplantıları, etkileşimli toplantılar, video oturumları, sözel sunumlar ile poster etkinlikleri, uluslararası genç oftalmologlar oturumları, UKOK panelleri ve endüstri uydu toplantıları yer aldığı kadar gelişen teknoloji çerçevesinde geleceğin tanı ve tedavi yöntemlerinin neler olabileceği de tartışılıyor. Kongre kapsamında göz hastalıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili farklı başlıklar altında seminerler düzenleniyor. Yeni teknolojilerin tanı ve tedavi yöntemlerine, göz sağlığına etkileri uzmanlar tarafından irdeleniyor.
Yapay zeka kişiye özel tedavi yöntemleri oluşturulmasında kilit rol oynuyor
Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof.Dr. Ziya Kapran yapay zeka uygulamalarından oftalmolojinin önemli ölçüde faydalandığını paylaştı. Yapay zeka teknolojilerinin, göz sağlığı alanında, erken teşhiste, hastalık tahmininde ve tedavi süreçlerinin iyileştirilmesinde devrim yaratma potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Ziya Kapran açıklamalarına şöyle devam etti : “Diyabetik retinopati gibi yaygın görme bozukluklarının tespitinde kullanılan otomatik görüntü analiz sistemleri, yapay zeka sayesinde büyük veri kümelerinden öğrenerek, retina tabakası fotoğraflarını doktorlarla eşdeğer veya bazen daha iyi bir doğrulukla analiz edebilmektedir. Bu sistemler, göz damarlarının, sinir liflerinin ve diğer anatomik yapıların mikroskobik değişikliklerini tespit ederek, erken müdahalenin kapısını aralamaktadır. Göz hastalıklarının yönetiminde, yapa zekanın sunduğu bir diğer avantaj da kişiselleştirilmiş tıbbın önünü açmasıdır. Özellikle genetik predispozisyonu olan bireylerde, hastalıkların ilerleyişini modelleyebilen algoritmalar, hasta özelinde risk değerlendirmesi ve erken uyarı sistemleri geliştirebilmektedir. Bu algoritmalar, büyük miktarda hasta verisini işleyerek, hangi tedavi yönteminin hangi hastaya en uygun olduğunu belirleyebilir. Bu da göz hastalıkları tedavisinin daha etkin ve verimli hale gelmesini sağlar. Yapay zeka, bu sayede tedaviye yönlendirmede ve kişiye özel tedavi planlarının oluşturulmasında kilit bir rol oynar.”
Etik sorunlara dikkat
Prof.Dr. Ziya Kapran yapay zeka teknolojilerinin oftalmolojideki uygulamalarının bazı etik ve pratik sorunları da beraberinde getirdiğinin altını çizdi. Yapay zeka sistemlerinin karar verme süreçlerinin şeffaflığı, veri gizliliği ve algoritmaların olası yanlışlıkları, bu teknolojinin güvenilirliği ve kabul edilebilirliği konusunda soru işaretleri yarattığını paylaştı. Ziya Kapran açıklamalarına şöyle devam etti: “Bu sistemlerin eğitilmesi için gereken geniş ve çeşitli veri setlerinin oluşturulması, farklı etnik gruplardan ve coğrafyalardan yeterli verinin toplanması gerekliliğini doğurur ki bu da kendi başına bir zorluktur. Bu nedenle, yapay zekanın oftalmolojide başarıya ulaşması, yalnızca teknolojinin gelişimiyle değil, aynı zamanda etik standartların, veri paylaşımı politikalarının ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesiyle mümkün olacaktır.