Amerika’da her türlü ilaç ve gıdanın sağlığa uygunluğunu saptayan “dediği dedik” Gıda ve İlaç Kurumu (FDA) yapay zekâ kullanan “tanı” yazılımlarının (daha fenni ismiyle algoritma) “tanı koyabileceğine” karar verdi. Bunlardan ilki, iznini Ocak’ta aldı. Altı ay içinde FDA, başka algoritmalara da onay verdi. Böylece, tanıyı bir doktora, uzmana gerek kalmadan koyabilecek yapay zekâ, tıbbın hizmetine resmen girmiş oluyor. Ama şu kesin koşulla: Sadece tanı koymakta doktora, uzmana yardımcı olmak, zaman kazandırmak için. Çünkü, insan sağlığına dair bir kararı, bir yapay zekânın değil, bir doktorun, uzmanın vermesi gerekiyor. Yapay zekâ sadece kolaylaştırıcı, hızlandırıcı bir teknoloji olacak.
Edip Emil ÖYMEN
YENİLEŞİM
[email protected]
Kalp krizini tahmin
FDA izni alan ilk algoritma, kalp ve kan dolaşım sisteminde sorunları olan hastaları hastane ortamında gece gündüz 7/24 izleyen bir cihazda çalışıyor. ExcelMedical şirketinin geliştirdiği WAVE Clinical Platform, kişinin fark edemeyeceği kadar hafif sorunları saptayabiliyor. O kadar ki, kişide bir kalp spazmı veya solunum krizi geçirecek fizyolojik koşulların oluşmaya başladığını 6 saat öncesinden haber verebiliyor. Kişinin göğsüne yapıştırılan cihaz, kablosuz sistemle, kişinin durumuna ilişkin bulguların hemşirenin, doktorun tabletine iletiyor. Böyle bir uygulama, tamamen ileri teknolojik elektronik izleme sistemlerinin kullanıldığı (hava trafik kontrol merkezi gibi) hastanelerde mümkün şimdilik. Ancak, hastane dışı ortamlarda da bu tür cihazların kullanılmaya başlanacağı zaman, dijital toplumlarda fazla uzakta değil. Yeter ki hasta ile doktoru arasında kablosuz iletim mümkün olsun.
Diyabet ve görme siniri
Acaba şeker hastalığı nedeniyle hastanın görme yetisi azalacak mı? Bunu “anlayan” bir algoritmaya da FDA tanı koyma izni verdi. Idx adlı şirketin yazdığı Idx-DR uygulaması, hastanın göz dibi görüntüsüne “bakarak” oradaki sinir yapısının, şeker hastalığından dolayı hasara (diyabetik retinopati) uğrayıp uğramadığını saptıyor. Böylece göz doktoru, bu bulgudan hareketle hastanın tedavisi için daha hızla hareket edebilir. Burada önemli nokta: Yapay zekâ, tanıyı “doktordan daha bilgili olduğu” için koymuyor. Kendisine binlerce sağlıklı ve sağlıksız göz dibi resmi gösterildiği için, “makine öğrenmesi” sayesinde sağlıksız göz dibini ayırdedecek verilere sahip. Bu kadar basit. Ama zor olan, yapay zekâya bu “seçmeyi” öğretmek için gereken karmaşık ve uzun süreç.
Cilt lekesi kanser mi?
FDA onayı için sıraya giren bir algoritma, ciltte oluşan renk değişiminin kansersi bir yapıda mı olduğunu, yoksa yüzeysel bir sorundan mı oluştuğunu “anlayacak.” Bunu, Google’ın ana şirketi Alphabet Yaşam Bilimleri Birimi Verily ile Nikon birlikte geliştiriyorlar. Projenin başında Google Başkan Yardımcısı Sebastian Thrun var. Algoritmanın “öğrenmesi” için 129 bin 405 cilt sorunu görüntüsü göstermişler. Bunların 2 bini çeşitli cilt rahatsızlıklarına ait görseller, 2 bini kanser tanısı konulmuş görüntüler. Algoritma’nın aslında “yaptığı”, büyük veriyi analiz ederek, doğru tanıyı koymaya çalışmak. Bir çuval dolusu elmayı hızla elden geçirip, çürük olanları ayırmayı öğrenmek. Amaç, yine doktora zaman kazandırmak. Çünkü eğer yapay zekâ, görüntüde bir anormallik görürse, doktorun biyopsiye karar vermesi daha hızlı olacak.
Kalp kası iyi mi?
Kalp için çekilen MR görüntülerine bakarak, kalbin pompalama kapasitesi ve gücünü hesaplayan bir yapay zekâ uygulaması da FDA onayı aldı. San Fransisco’da çalışan Arterys şirketinin Deep Ventricle (Derin Karıncık) adlı algoritması, kalp kasının kalınlığını ölçerek, karıncıklardaki kan miktarını, bu kanın pompalanma basıncını hesaplıyor. Böyle bir hesaplamayı bir kalp doktorunun yapması mümkün değil. Doktor olsa olsa, MR sonucuna bakarak “kalp kasınızda incelme/kalınlaşma var” diyebilir. Bunun sonucunda, ancak hastanede yapılacak bir çalışmada bir saatte alınacak sonucu, yapay zekâ 30 saniyede veriyor… Şu, kesin: FDA’nin onaylayacağı yapay zekâlı tıbbi cihazlar, bu yılın en ilginç haberleri olacak.