Ana Sayfa Eczacılık “Yapısal Reformlar Yapılarak Çözülebilir”

“Yapısal Reformlar Yapılarak Çözülebilir”

İzmir Eczacı Odası Başkanı Ecz. Tuncay Sayılkan

İlaçların piyasada bulunamaması hasta ve hasta yakınlarını tedirgin ediyor. Dövize endekslenen ilaç fiyatlarında kamunun baz aldığı Euro kuruna yapılan son zamlar da ilaç üreticilerinin taleplerini karşılamaya yetmedi. Yabancı ilaç üreticilerininin Türkiye piyasalarından tek tek çekilmeye başlaması gözleri yerli ilaç üreticilerine çevirdi. Ama yıllarca ihmal edilen sektör yurttaşların ihtiyaçlarını karşılayamıyor.

YABANCILARIN ELİNDE

Ege Telgraf Gazetesi muhabiri Nihat AK’ın haberine göre; İlaç piyasasında yabancıların söz sahibi olduğuna vurgu yapan İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, “İthal ağırlıklı ilaçların Türkiye’deki ortalaması yüzde ellinin üzerinde. Maalesef çok önemli hastalıkların ilaçlarını Türkiye’de üretemiyoruz. Yurt dışından getiriyoruz ya da yurt dışı firmaları Türkiye’ye fabrika kurup üretim yapıyor. Türkiye’deki mevcut birçok ilaç firmasını da yabancılar aldığı için ağırlıklı olarak dışa bağımlı bir sektöre dönüştük yıllar içinde. Peki bu bize ne getiriyor? İşte böyle ekonomi kötü yönetildiğinde yedi sekiz liralık dolar, Euro, otuz üç liraya çıktığında bizim yurt dışından gelen ilaçlarda sorun yaşanıyor. Yerli ilaç sanayisinin geliştirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Bu olmadığı sürece sorun tekrar eder durur” dedi.

SİSTEM DÖNMÜYOR

Türkiye’de ilaç fiyatlandırma politikasıyla ilgili ciddi bir sorun olduğunu belirten Başkan Sayılkan, “Bir ilaç fiyatlandırma politikası var 2004’den bu yana. Yaklaşık yirmi yıldır Euro’ya endeksli bir sistem kurmuşlar. Bu kapsamda ‘Bir yıl önceki Euro’daki artışın yüzde altmış oranı kadar zam yaparım’ diyerek bugüne kadar gelindi. Enflasyon tek haneli iken çok anlaşılmamıştı. Ama enflasyon yüzde yüzlere yaklaştığında yüzde altmış oranında yapılan iyileştirmelerle makas iyice açıldı. İlaç fiyatlarını belirleyen Euro kuru 14.55. Ama piyasada Euro otuz üç küsur. Firmalar bu açık makas ortamında Türkiye’ye ürün getirmiyor. Bir bir yabancı firmalar bizim piyasalarımızdan çekiliyor. Şimdi o ilaçları kullanan var. Kullanmayan var. O ilaçlardan hiç haberi olmayanlar var. Ama genel olarak bakıldığında çember gittikçe daralıyor sektörde. Hangi açıdan daralıyor? Bulunmayan ilaçlar sayısı artıyor. Türkiye gelmeyen ilaçlar var. Bir mevcut olup bulunmayanlar var. Bir de mesela yurt dışında geçen geçtiğimiz beş yıl içinde bulunmuş, yeni teknolojiye sahip çok güzel ilaçlar var. Özellikle kanser tedavisinde ama o ilaçlar Türkiye’ye gelmiyor. Niye? O on dört elli beşlik Euro kurunu bildikleri için firmalar Türkiye’ye hiç getirmiyor. Bu da şöyle bir tablo yaratıyor. Mevcut Türkiye’deki ilaçlarla biz sağlık sistemini döndürmeye çalışıyoruz. Olduğu kadar. Türkiye’deki otuz bine yakın eczane, İzmir’deki bin sekiz yüz, iki bine yakın eczane her gün işi gücü bırakıp eksik bulmaya çalışıyor. Birbirimizden yurttaşımızın eksik ilaçlarını almaya çalışıyoruz. Depolara soruyoruz, Trabzon’dan Konya’ya ilaç getirtmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Sistemdeki çarpıklağın yurttaşı mağdur ettiğine dikkati çeken Başkan Sayılkan, “Özellikle kanser hastalarının, tüp bebek tedavisinde ya da organ nakli sonrasında kullanılan ilaçların birçoğuna ulaşmak çok zor. Eskiden ‘ateş düştüğü yeri yakar’ deniyordu. Çok az insan etkileniyordu. Şimdi yelpaze çok açıldı. Her mahallede şu anda bir kişinin canı yanıyor. İlacını bulamadığı tedavisini yaptıramadığı için hastalar perişan. Olayı sadece zam talebine indirgemek çok yanlış. Yöntem külliyen değişmek zorunda. Saçma sapan bir yöntemle şu anda işi götürmeye çalışıyoruz. Sanki her alanda yapılıyormuş gibi sağlık alanında bir tasarruf öngörüsü var yıllardır. Bir yıl önceden bir yıl sonraki sağlık harcamalarını belirliyorlar. Şimdi bu mümkün değil Türkiye’de. Çünkü nüfus hızı artıyor. İki, salgın gibi hiç hesapta olmayan hastalıklar çıkıyor. Üç, Suriyeliler gibi 14-15 milyonu bulan sayısı tam bilinmeyen bir misafir grup var. Bu ortamda bir yıl sonrasının sağlık bütçesi yapılamaz. Vatandaşın durduk yerde cebinden para çıkıyor. Katkı payı alınıyor” şeklinde konuştu.

Parasıyla bile ilaç temin edilemeyecek durumlara gelindiğini belirten Sayılkan, “Teşhisi yapılmış, tedavisi belirlenmiş hastalığın ilacını parasıyla bile bulabilmeniz mümkün değil. Türkiye’deki ilaç ithal de olsa yerli de olsa bütün denetimi Sağlık Bakanlığı’nda. Onun belirlediği fiyatın bir lira üstüne çıkamayız. Daha fazla parayla bile olsa biz ilaç getirip veremeyiz. Bu sorun küçük cümlelere indirgenemez. Yapısal reformlar yapılarak çözülebilir” şeklinde konuştu.