2012 yılında, eczanelerde yaşanan ekonomik sıkıntılara çözüm bulmak ve eczane sayısının artmasıyla ortaya çıkacak sorunları azaltmak için, 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmış ve açılacak eczane sayısına sınırlama getirilmiştir.
Eczacılık fakültesi sayısını artması yeni mezun eczacıların istihdam edilmesinde sıkıntı yaşanmasına neden olmuştur. Bunun sonucunda da yine aynı Kanun’da yapılan değişiklik ile “İkinci Eczacılık” ve “Yardımcı Eczacılık” kavramları ortaya çıkmıştır. Yapılan değişiklikle, mevcut eczanelerden belirli bir ciroya sahip eczanelere ikinci ve yardımcı eczacı çalıştırma zorunluluğu getirilmiştir.
Eczanelerde verilen ilaç ve sağlık hizmetinin niteliğinin artırılması için, mevcut eczanelerde birden fazla eczacının çalışıyor olması şüphesiz ki son derece önemlidir. Diğer taraftan, her yıl 2 ila 2 bin 500 civarında eczacının mezun olması ve bunların istihdam edilmesi hem mevcut eczaneler açısından hem de istihdam edilmeyi bekleyen genç eczacılar açısından önemli bir sorun haline gelmiştir. Eczacıların sadece eczanelerde zorunlu olarak istihdam edilmesi önümüzdeki süreçte kronikleşecek olan işsiz eczacı sorununa çözüm getirmeyecektir. Şu andaki rakamlara göre, 600 civarında ikinci eczacı eczanelerde çalıştırılmaktadır. 2012 yılında yasallaşan ve 2018 Haziran ayında yürürlüğe girmesi gereken, ancak tam olarak uygulamaya başlanmayan yardımcı eczacılık uygulaması ise çok ayrı bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Yardımcı eczacılık hususunu doğru kavrayabilmek için bu kavramı; yeni mezunlar, fakülteler, eczaneler ve eczacı odaları olmak üzere tüm paydaşlar açısından kapsamlı olarak ele almak gerekir.
Beş yıllık yoğun bir eğitimden geçen, beşinci yılda üç ay zorunlu eczane stajını yapan, tüm eğitimi boyunca altı aylık eczane stajını başaran ve eczacı diplomasının gerektirdiği akademik başarıyı ortaya koyan yeni mezun bir meslektaşımıza bir yıl daha eczanede zorunlu yardımcı eczacılık yaptırmanın bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bu durum iş gücü kaybından başka bir şey değildir. Gençler sektörün hangi alanında çalışacaklarına karar vermeden önce, gelecekte eczane açabilme olasılığını da göz önünde bulundurarak bir an önce bu bir yıllık süreci tamamlamak istemektedir. Dolayısıyla bu durum gençlerin kariyer planlaması yapmasını sekteye uğratmaktadır. Kaldı ki bu eczacıların yardımcı eczacılık yapabilecekleri yer bulmakta da önemli sorunlar yaşadığı ortadadır. Yapılacak olan merkezi yerleştirme ile nereye atanacakları ve atanacakları yerlerde karşılaşacakları maddi ve manevi sorunlar ön görülmemektedir.
Ekonomik olarak zor bir süreçten geçen eczanelerde, sadece ciro kriterine bağlı olarak yardımcı eczacı çalıştırılması, her yıl 2 bin 500 civarında eczacıyı eczanelerde istihdam edebilmek doğru bir yaklaşım değildir. Her yardımcı eczacının eczaneye maliyeti ortalama 4 bin 500 TL’yi bulmaktadır. Serbest eczacıların bu yükü şu anki ekonomik şartlarda kaldırabilmeleri imkânsızdır. Ayrıca bir yıl boyunca çalıştırdığı yardımcı eczacının, süre sonunda işten ayrılmak istemesi ve yeni mezun bir eczacının aynı eczanede işe başlaması eczane pratiği ve eczane işletmeciliği açısından sıkıntılara yol açacaktır. Çeşitli nedenlerle eczanesini kapatmak, devretmek veya yer değiştirmek zorunda kalan eczanelerde çalışan yardımcı eczacıların durumunun ne olacağı da belli değildir. Eczanelerdeki iş yoğunluğuna bağlı olarak, isteyen eczanelerin eczacı çalıştırma tercihinin önünde de bir engel bulunmamaktadır.
Eczacı odaları kendilerine müracaat eden eczacılık öğrencilerine staj yapacakları eczaneleri bulmak ve yine kendilerine müracaat eden yeni mezunlara yardımcı eczacılık yapabilecekleri eczaneleri tespit etmekle yükümlüdürler. Bu durum özellikle birden çok eczacılık fakültesinin bulunduğu şehirlerde hizmet veren eczacı odalarını zorlamaktadır. Örnek vermek gerekirse; Ankara’da bulunan beş eczacılık fakültesinde ortalama 700 civarında öğrenci mezun olmaktadır. Bu öğrencilere hem staj hem de yardımcı eczacılık yaptıracak eczane bulmak, yoğun tempolu çalışan eczacı odalarını zor duruma sokacaktır.
Tüm bu değerlendirmelerden sonra yardımcı eczacılık uygulamasının yukarıda bahsettiğimiz paydaşlar bakımından sürdürebilir bir nitelik taşımadığı gibi, yeni mezunları mağdur edeceği çok net olarak görülmektedir. Eğer yardımcı eczacılık bir istihdam amacıyla ortaya çıkarılmışsa bu uygulamanın tek başına istihdam sorununu çözmeyeceği ortadır. Bunun yerine ilaç sanayiindeki firmaların firma bünyesinde çalışan eczacı sayısını, çalışan diğer personel sayısı ile doğru orantılı olarak artırması ve bu sayının belirli bir kotada olması, ilerde ortaya çıkabilecek ve kronikleşecek işsiz eczacı sorununu çözecektir. Diğer taraftan kamuda ve hastanelerde zorunlu eczacı istihdamının da yasalarda yer alması elzemdir. Altı yıl önce çıkarılmış bir yasada belirtilen ama nasıl uygulanacağı ile ilgili henüz yetkililer tarafından herhangi bir kılavuzun dahi yayımlamadığı yardımcı eczacılık uygulamasının günümüz pratiğinde uygulanabilir olmadığı ve tüm paydaşları mağdur ettiği çok net olarak görülmektedir. Bu saatten sonra uygulamaya konulması da hukuki açıdan önemli sıkıntılara yol açacaktır. Mezuniyetlerinin üzerinden beş ay geçmiş ve henüz yardımcı eczacılığa başlayamamış olan 2018 mezunlarının hak kayıpları ve mağduriyetleri kim tarafından ve nasıl giderilecektir?
Sonuç olarak; 2012 yılında yasallaşan 3 bin 500 kişiye bir eczane sınırlaması uygulamasının doğruluğuna ne kadar inanıyor ve bunu savunuyorsak, yardımcı eczacılık uygulamasının yanlışlığına da o kadar inanıyor ve bu uygulamanın kaldırılmasını savunuyoruz. Bu bağlamda da eczacılık fakültelerinin açılmasını engelleme adına yapılacak çalışmaların önemli olduğunu düşünüyoruz.
Dünyanın hiçbir yerinde benzeri olmayan zorunlu yardımcı eczacılık uygulamasının, zorunluluktan çıkarılıp bu durumun eczacının inisiyatifine bırakılması herkes açısından daha uygun ve daha sürdürülebilir bir durumdur.
Saygılarımızla.
YÖNETİM KURULU
&
DENETLEME KURULU