İZMİR’de burun estetiği ameliyatı sonrası iyileşmeyen 29 yaşındaki S.B.’nin şikayetini yerinde bulan Yargıtay, ameliyatı yapan genel cerrahi uzmanı ile hastaneyi sorumlu tuttu.
Hürriyet’in haberine göre ; Konak’ta yaşayan S.B., özel bir hastanede burun estetiği ameliyatı oldu. Ameliyattan sonra bununda yanık izi oluşan ve şişlik geçmeyen S.B., ameliyatı gerçekleştiren genel cerrah A.Ş.A.’ya durumu anlattı. Ameliyat sonrasında böyle durumların olağan olduğunu söyleyen A.Ş.A., S.B.’yi başka bir özel hastanede ikinci kez ameliyat etti. İkinci ameliyatın ardından da şikayetleri geçmeyen S.B., üçüncü kez aynı genel cerrah tarafından ameliyat edildi. Ameliyat sonrası göz kapaklarında sarkma oluşan S.B., doktor A.Ş.A.’dan ve ameliyat olduğu 2 özel hastaneden şikayetçi olup, 55 bin TL’lik tazminat davası açtı. İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nda görülen davada, S.B.’nin yüzündeki hasarlar, ameliyat sonrasında oluşan ‘komplikasyon’ olarak değerlendirilerek tazminat talebi reddedildi. S.B. de avukatıyla birlikte Yargıtay’a başvurarak, kararı temyiz etti. Temyiz dilekçesinde İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesi’nin olayı ‘komplikasyon’ olarak değerlendirdiği ancak Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanlarınca hazırlanan bilirkişi raporunda, ‘Plastik cerrah olmadığı halde estetik amaçlı rinoplasti (burun estetiği) yapan hekimin bu uygulanmasının sorgulanması gerektiği’ yönünde tespitinin bulunduğu anlatılarak, yerel mahkemenin bilirkişi raporunu dikkate almadığı vurgulandı.
YARGITAY KARARI BOZDU,YİNE İTİRAZ ETTİ
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, hastane avukatının yerel mahkemede yaptığı ‘genel cerrahi uzmanlarının da estetik ameliyat yapabileceği’ yönündeki savunmasını haksız buldu. Hukuk Dairesi, “Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’nun raporunda ameliyatın genel cerrahi alanına girmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde operasyonu yapan hekimin eyleminin tıp kurallarına uygun bulunmadığı ve tıbben kusurlu bulunduğu’ bildirildiğine göre, adı geçen hastane yönünden de davanın kabulü gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur” dedi. Kararın ikinci kez bozulmasının ardından, dava İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yeniden görülecek.
DERNEKTEN KARAR DEĞERLENDİRMESİ
Kararı değerlendiren Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği İkinci Başkanı Prof. Dr. Selahattin Özmen, alan ihlallerinin son yıllarda tıpta tüm branşlar arasında ciddi sorun olmaya devam ettiğini söyledi. Plastik rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Özmen, “Son yıllarda estetik cerrahinin popüler hale gelmesiyle bu alanda uzmanlığı olmayan birçok hekim, estetik cerrahi girişimler yapmaya çalışmakta, bunu legalize edebilmek için dernekler kurmakta, kendi aralarında kurslar, sertifika programları düzenlemektedir. Burada verilen birkaç günlük eğitimle 5, 7 yıl arası süren plastik cerrahi uzmanlık eğitimi elbette kıyaslanamaz. Sadece sertifika programlarına katılarak sadece kongrelerde toplantılara katılarak veya internetten videolar izleyerek bu ameliyatları yapmak mümkün değildir yapılırsa da komplikasyon oranları normalden çok daha yüksek olacaktır. Bir genel cerrahi uzmanı meme, karın estetiği yapmaya kalktığında, bir göz hekimi göz kapağı estetiği yaptığında, bir kulak burun boğaz hekimi burun estetiği ameliyatlarının dışında, yüz estetiği, göz kapağı estetiği yaptığında; olası bir komplikasyonla başa çıkması mümkün olmayabilir.
Çözümleri bir plastik cerrahi uzmanı pratikliğinde olamayacağından hem hasta hem de hekim işlem sonunda mağduriyet yaşayabilir. Alınan karar; uzmanlık belgesi olmadan bir başka branş hekiminin estetik cerrahi ameliyatı yapmasının sorunlu olduğunu tescillediği için bir emsal teşkil etmektedir. Yıllardır plastik cerrahların mücadele ettiği bir konu üzerine alındığı için bizler ve hastalarımız için de son derece önemli bir karardır” dedi.