Yaşlanmayla birlikte beyin fonksiyonlarında yaşanan kaybın beynin doğru şekilde desteklenmesiyle önlenebileceğine dikkat çeken Dr. Elif Pahsa, 22 Temmuz Dünya Beyin Günü kapsamında, beyin dostu destekleri sıraladı.
Tarih boyunca insanlık yaşlanmayı durdurmaya çalıştı. Bugün halen dünyanın her köşesinde bilim insanları yaşlanmaya çare arıyor. Dünyada her gün binlerce insan yaşlanma kaynaklı, Alzheimer gibi hastalıklara yakalanıyor. Bu nedenle beyin sağlığı konusundaki farkındalık büyük önem taşıyor.
Peki beynimizi nasıl koruyabiliriz?
Doğal yaşlanmanın beyin fonksiyonlarımıza ilk etkisinin bellek gücündeki azalma olduğunu belirten Dr. Elif Pahsa, bu kaybın beynin doğru şekilde desteklenmesiyle önlenebileceğine dikkat çekiyor. Nootropik adı verilen bu desteklerin sağlıklı insanlarda beyin fonksiyonu üzerinde faydalı etkisi olan takviye edici gıdalar olduğu bilgisini veren Pahsa, beyin dostu destekleri şöyle sıralıyor:
“Nootropikler, hafızayı, motivasyonu, yaratıcılığı, uyanıklığı ve genel bilişsel fonksiyonları artırırlar. Ayrıca beyin fonksiyonunda yaşlanmayla gelişen düşüşü azaltabilirler. Bir diğer önemli konu balık yağları. Balık yağları, iki tür omega-3 yağ asidinden zengindir. Bunlar DHA ve EPAdır. DHA, beyninizin yapısını ve işlevini korumada hayati bir role sahiptir. Aslında, beyinde bulunan toplam yağın yaklaşık %25’ini ve beyindeki omega-3 yağının da %90’ını oluşturur. Beyni hasara ve yaşlanmaya karşı koruyabilen anti-inflamatuar etkiye sahiptir”.
Yaşam Minerali Magnezyum
“Yaşam mineralimiz olan, her hücrede etkisini gösteren magnezyum, sinir sisteminin normal işleyişine katkıda bulunur. Beyinde anksiyolitik ve sedatif etki yaparak mental rahatlama sağlar. Normal psikolojik fonksiyona katkıda bulunur. Uyku kalitesini artırır. Yaygın ağrılar yanında yorgunluk, anksiyete, hafıza güçlüğü, uyku problemleri, baş ağrısı, hiperaktivite ve dikkat eksikliği durumlarında yatıştırıcı ve engelleyici etkiler gösterir”.
Soya, beyaz fasulye, ay çekirdeği, yumurta sarısı, tavuk karaciğeri ve sığır karaciğeri, sığır beyni gibi besinlerde bulunan Fosfatidilserinlerin de çok önemli olduğunu vurgulayan Pahsa;
“Fosfatidilserin, beynimizde bulunan ve sinir hücrelerinin temel yapıtaşı olan yağ asididir. Beyinde bilgi iletimini sağlayarak; öğrenme, hafıza, odaklanma, algılama, yorumlama gibi birçok fonksiyonda görev alır. Alzheimer hastaları ile yapılan çalışmalarda 3 aylık fosfatidilserin takviyesi ile hastalığın seyrinde iyiye gidiş olduğu görülmüştür. Hafıza problemleri olan yaşlılarda 6 aylık fosfatidilserin takviyesi ile hafızada iyileşme olduğu da kanıtlanmıştır. Özellikle tedaviye dirençli depresyon durumunda, mevcut tedaviye ek olarak verilen fosfatidilserin ve omega-3 takviyesi, depresyon belirtilerini geriletmiştir”.
“Genel olarak beyin fonksiyonlarını iyileştirdiği görülen kafein; beyni ve merkezi sinir sistemini uyararak çalışır, daha az yorgun ve daha uyanık hissetmemizi sağlar. Yapılan araştırmalarda kafeinin enerjik hissettirdiği, hafızayı ve reaksiyon sürelerini iyileştirdiği görülmüştür. Ancak bu etkisini sağlamak için kafeinin kaynağı olarak tüketilen kahvenin gün içerisinde tüketilmesi ve 2 kupayı geçilmemesi uygun olacaktır.
Siyah ve yeşil çayda bulunan bir tür aminoasit olan L-teanin de tıpkı kafein gibi beyinde etkilidir. Beyindeki alfa dalgalarını yükseltir, zihnimizi rahatlatır, odaklanmayı artırır ve gün içerisinde uyanık hale getirir. Aynı şekilde gün içerisinde içilecek 2 fincan yeşil çayın da stres azaltıcı ve gece uykusunu da iyileştirici olduğu görülmüştür.
Öte yandan kurkumin ve kurkuminoidlerin, beyinde özellikle dikkat, hafıza ve motivasyon ile ilişkili işlevlerde görev aldığı bilinen asetilkolinin yıkımından sorumlu asetil kolin esteraz enzimini baskılayıcı etkisinin olduğu ve bu yolla hafızayı artırıcı özelliğinin bulunduğu saptanmıştır.
Sonuç olarak zerdeçaldan elde edilen kurkumin ve kurkuminoidlerin; kronik stres, depresyon, yaşa bağlı bilişsel gerileme ve nörodejeneratif bozukluklar olan Alzheimer ve Parkinson hastalıkları tedavisinde yararlı olabileceği gösterilmiştir”.