Yeni doğan bebeklerin en az üçte ikisi yaşamının ilk haftalarında sarılık sorunu yaşayabiliyor. Yenidoğan sarılığı çoğunlukla normal fizyolojik bir durum olarak kabul ediliyor. Genellikle geçici bir durum olmakla birlikte, yenidoğanların bir bölümünde beyin hasarı oluşturabilecek düzeylere erişebiliyor. Zamanında tanı konup tedavi edilmeyen yüksek bilirubin düzeylerinin yol açacağı bilirubin ensefalopatisi ve sonrasında kernikterus adı verilen ciddi nörolojik bozukluklara neden olabiliyor. Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Orhan Köksal, çocuklarda oluşabilecek olan yenidoğan sarılığı ile ilgili bilgi verdi.
Yenidoğan sarılığını erken dönemde fark etmek önemli
Kırmızı kan hücrelerinin parçalanmasıyla bilirubin denilen bir madde meydana gelmektedir. Yenidoğan kırmızı kan hücrelerinin kırılgan olması nedeni ile kırmızı kan hücreleri daha kolay parçalanıp, daha fazla bilirubin oluşturmaktadır. Normalde oluşan bilirubin karaciğerde dönüştürülerek bağırsaklardan atılmaktadır. Yenidoğan bebeklerin karaciğerleri tam olgunlaşmadığından bu dönüşüm ve atılım yetersiz olmaktadır. Kanda armış bilirubin cilt renginin sararmasına neden olmaktadır. Bu durum yenidoğan sarılığına yol açmaktadır. Doğumdan sonraki süreçte ilk 4 gün içinde oluşan yenidoğan sarılığında kontrol ve gözlem sağlanmalıdır.
Bebeklerdeki bilirubin seviyesine dikkat!
Normal erişkinlerde kan beyin bariyeri geliştiğinden bilirubin beyine geçememektedir. Ancak zamanında doğan bebeklerde ilk 10 gün, erken doğan bebeklerde daha uzun bir süre kan beyin bariyeri tam oluşmadığından belirli bir değerinin üzerindeki bilirubin düzeyleri beyine yerleşip bilirubin ensefalopatisi ve sonrasında kernikterus adı verilen ciddi nörolojik sekellere neden olabilmektedir. Yaşamın ilk haftasında özellikle ilk günlerinde gövdede kol ve bacaklarda özellikle topuk altı cildinde sarılık varsa ve bebekte çok uykuya meyilli ise hekime başvurmak gerekmektedir. Kanda artmış bilirubin ilk başta göz bebeklerinde; bilirubin seviyelerindeki artışlarla beraber sonra yüz ve boyun ve daha sonrasında kollarda ve bacak cildinde kendini göstermektedir. Eksik beslenme bilirubinin yükselmesinde kolaylaştırıcı bir faktördür. Diğer bir deyişle yetersiz beslenen bebeklerde daha fazla görülmektedir. Ancak sarılık tek beslenme ile ilişkili değildir. Bilirubin belirli bir düzeyin üzerine çıktığında fototerapi vererek düşürmek gerekmektedir. Fototerapinin barsak hareketlerini artırması, kaka renginde değişiklik, vücutta kızarıklık gibi geçici birkaç önemli olmayan yan etkileri dışında anlamlı ve önemli bir yan etkisi bulunmamaktadır.
Yenidoğan sarılığı hakkında 3 önemli nokta
- Sarılık nedeni olan bilirubinin vücutta atılım yolu bağırsaklar ve böbreklerdir. Bebeğin yeterli sıvı ve gıda alımı böbreklerin ve bağırsakların en iyi şekilde çalışmasını sağlayacaktır. Seçilecek mucize gıda anne sütüdür. Anne sütü ile beslenme bebeğinizin sıvı ve gıda ihtiyacını dengeli bir şekilde karşılayacaktır
- Yenidoğanın beslenmesi çok önemli olmakla beraber yenidoğan sarılığı tek beslenmeyle alakalı değildir. Başta RH ya da AB0 uyumsuzluğu gibi risk faktörleri olmak üzere tüm bebekler 2. -5. kritik günleri başta olmak üzere ilk 10 gün hızlı sararma açısından yakından izlenmelidir. Yani aşırı sarılığı tanıyabilme önemlidir. Kol ve bacaklarda özellikle topuk altı cildinde basmakla sarılık var ve bebekte çok uykuya meyilli ise bilirubin değerlerine bakmak çok önem arz etmektedir.
- Eğer belirli kritik seviyelerin üzerinde ise bilirubin değerini daha da artırmamak ve düşürmek için fototerapiden kaçınmamak gerekir. Sarılıkların büyük çoğunluğu fototerapi ile düşmektedir. Ancak nadiren kan değişimi, RH ya da AB0 uygunsuzluklarında İntravenöz İmmünglobulin(İVIG) yaptırmak gerekebilmektedir.