W-Daiichi Sankyo Türkiye Genel Müdürü Fatih Yedikardeş ile salgın gündeminde sektöre dair sohbet edeceğiz. Daiichi Sankyo Türkiye Genel Müdürlüğü’ne kadar gelen başarılı kariyer yolcuğunuzu paylaşırken “neden ilaç sektörü”nün yanıtını da alabilir miyiz?
F.Y.– İlaç sektörüne Yönetici Adayı Programı dahilinde Abdi İbrahim İlaç’ta Tıbbi Satış Temsilcisi olarak başladım ve sonrasında pazarlama departmanında ürün müdürü olarak devam ettim. Sonrasında hem global hem de lokal ilaç firmalarında Satış, Pazarlama, Satış Gücü Etkinliği, İş geliştirme, Satış Eğitim gibi farklı alanlarda farklı görevler aldım. Çeşitli bölümlerde çalışmış olmak işimizi tüm çerçevesi ile anlamama yardımcı oldu. 2019 yılından bu yana Japon İlaç Firması Daiichi Sankyo’nun Türkiye Genel Müdürü olarak çalışıyorum.
Üniversitedeki ev arkadaşım Tıp Fakültesi öğrencisiydi. Onun sayesinde sağlık sektörünü yakından görme şansım olmuştu. Şimdi ikimiz de farklı firmalarda Genel Müdürlük yapıyoruz. İlaç sektörü insan sağlığı odaklı bir alan olarak yaptığınız işe anlam katması açısından çok değerli bir iş kolu. Sektördeki çalışanların yetkinliği, iş süreçleri, inovasyon imkanı çok üst düzeyde. Ayrıca ilaç sektörünü çevreleyen tıp ve farmakoloji bilimleri, bilim dünyasının en hızlı gelişen, dün öğrendiklerinizin bugün zaman aşımına uğradığı, merakınızı körükleyen, heyecan verici alanlar.
“Merak etme” eylemini bir değer olarak ele alırsanız, en iyi kullanabileceğiniz sektörler arasında ilaç sektörü yer alıyor.
Diğer yandan dijital dönüşümü çok boyutlu ve geri dönüşsüz olarak yaşamanın eşiğinde olan iş dünyasında, ilaç sektörü, bu dönüşüme hızla adapte olmak durumunda bir alan olarak, giderek daha çevik ve esnek iş yapış modellerine yöneliyor.
Bu özellikleriyle ilaç sektörü, benim yöneticilik anlayışım, hayata bakışım ve değerlerim açısından kendimi gerçekleştirme olanağı bulduğum benzersiz bir alan olarak karşıma çıktı ve tanıştığım mükemmel insanları düşündüğüm zaman iyi ki sağlık alanında kariyer fırsatı yakaladım diye mutlu oluyorum.
W-Küresel ilaç şirketi olan Japon inovatif Daiichi Sankyo’nun temel alanlarından ve ülkemizdeki yapısından bahseder misiniz?
F.Y.- Bir asrı aşkın süre önce Japonya’da kurulan Daiichi Sankyo, bugün ülkenin en büyük ilaç firmalarından biri konumunda. Biz de Daiichi Sankyo Türkiye olarak 2008’den bu yana, Avrupa pazarının önemli ve etkili merkezlerinden biri olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Türkiye ofisi olarak kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kullanılan yenilikçi ürünlerimizin yüzde 90’ını ülkemizde ürettiriyoruz. Hedefe yönelik tedavilerle hastaların yaşam sürelerini uzatmaya odaklı yenilikçi onkoloji ürünlerimiz de gelecek yıllarda portföyümüze katılacak.
W-Ülkemizdeki yatırımlarınızı ve “yerelleşme”, “milli ilaç” a ait düşüncelerinizi alabilir miyiz?
F.Y.- Türkiye sağlıkta çok büyük bir ülke ve pazar. Güçlü ve kendini sürekli yenileyen bir sağlık sektörüne sahip. “Milli ilaç” yani yerli orijinal ilaç ve ilaçların geliştirilmesi için de ülkemiz gereken güç ve zemine sahip. Özellikle Koronavirüs salgınının yönetiminde gösterilen başarı bunu bir kez daha kanıtladı.
Yerelleşme konusuna da Daiichi Sankyo Türkiye olarak oldukça olumlu bir açıdan bakıyoruz ve ürünlerimizin çok büyük kısmı yerli üretim, hatta gelecekte yeni ürünlerimizi de yerli olarak üretmek planını şimdiden başlattık. Sektörün doğru işleyişi ve hasta odaklı azami verimlilik için bu ülkede faaliyet gösteren yerli veya küresel tüm ilaç firmalarının da katılımcı yaklaşımları son derece önemli. Küresel dünyada yerelleşme politikaları doğru şekilde uygulanabildiği takdirde hem firmalar hem de sağlık sisteminin tümü için olumlu sonuçlar doğurabilir. Ancak yerelleşme yatırımlarının üretimin ötesine geçerek, Ar-Ge, klinik araştırmalar gibi katma değerli süreçlere de yansıması gerekiyor.
Bize dönersek, Daiichi Sankyo Türkiye olarak ülkemizde büyürken, kalıcı ve katma değerli adımlar atmak konusunun gelecekte gündem maddelerimiz arasına girebileceğini söyleyebilirim.
W-Pandemi çalışmalarınızı nasıl etkiledi, önlemleriniz ve yenilikleriniz neler olmuştur?
F.Y.- Daiichi Sankyo Türkiye açısından dönüşüm ve teknoloji, Kovid-19 öncesinde gündemimizin ilk sırasında yer alıyordu. Çalışma sistemimizde olduğu kadar pazarlama ve satış süreçlerimizde de dijital dönüşümü ve esnekliği sağlayan adımları atmıştık. Bugün, geçtiğimiz yıllarda atmış olduğumuz bu adımların ne kadar yerinde olduğunu gördük.
Mart ayının ilk günlerinde uygulamaya başladığımız uzaktan çalışma modeline hızla uyum sağladık. Daiichi Sankyo için önceliğimiz her zaman çalışanlarımızın sağlığı oldu. Tüm iş süreçlerini uzaktan ve mükemmele yakın bir başarı ile yönettik, yönetiyoruz. İş süreçlerimiz ve eğitimlerimiz dijital ortamda kesintisiz olarak devam etti.
Hekimlerle bilgi alışverişimiz de dijital platformlarımız üzerinden yürüyor. Hekimlerin deneyimlerini meslektaşlarına aktardığı canlı yayınlar çok ilgi görüyor ve yakaladığımız interaktivite yeni yöntemlerin hızla benimsendiğini gösteriyor. Kardiyoloji alanı uzmanlık dernekleri ve web sayfaları aracılığı ile değer katan programlara hızla başlayarak, multi-channel pazarlamanın bir adım ilerisi olan omni-channel tanıtım modelleri ile tüm kanalların stratejik yönetimini yapıyoruz. Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan birçok dijital projeyi pilot olarak denemeye başlarken ekibimize de dijital yetkinlikleri yüksek yeni arkadaşlarımız katılmaya başladı.
Dahası, büyük bir merakla, geleceğe dair ipuçlarını gözlemlemeye çalışıyoruz. Hastalar bu dönemde Kovid-19 riski nedeniyle hekimleri ile görüntülü görüşme yaparak tedavilerini sürdürmeye başladılar. Örneğin bu durum, sağlık sisteminde hepimizi etkileyecek pek çok yeniliğin ateşleyicisi olabilir. Bu ve benzeri gelişmeleri yakından izliyor ve gelecek öngörülerimizi oluşturuyoruz.
W-“Yeni Normal”inizi tanımlar mısınız? Önümüzdeki dönemde ilaç sektöründe nelerin farklı olacağını öngörüyorsunuz?
F.Y.- Bu süreç tüm iş alanlarında dijitalleşmenin önemini bir kez daha hatırlattı. Ancak yaşadığımız hızlı dönüşüm, dönüşmek için her şeyin mükemmel olmasını beklemek yerine, kademeli olarak ve deneysel yaklaşımlarla da ilerlenebileceğini gösterdi. Aldığımız ders esnek ve çevik olmak zorunda olduğumuzdu. Çünkü gördük ki, dünyayı etkileyen ve etkileri uzun süren krizlerde esnekliğiniz yoksa, ciddi sorunlar sizleri bekliyor.
Yeni normalin tartışılmasıyla birlikte altı çizilen bir başka yaklaşım da insan odaklılık. Çalışanlarınız başta olmak üzere 360 derece insan odaklılık önem kazandı. Biz Daiichi Sankyo içerisinde bu yaklaşımı uzun yıllardır uygulasak da geleneksel kalıplarını ancak salgın döneminde kıran pek çok kurum oldu. Çalışanlarımız ve paydaşlarımızla birlikte, esnek, katılımcı ve demokratik çalışma ortamları oluşturarak ne kadar verimli olabileceğimizi gördüğümüz salgın dönemi sonrasında bu yaklaşımın hemen her sektör için yeni normale damga vuracağına inanıyorum. Artık, çalışanların, bir kaynak değil, kıymet olduğu anlayışı benimsenecek.
W-Kovid-19 mücadelesinde verdiğiniz katkılar nelerdir?
F.Y.- Bu konuda en büyük ve karşılıksız katkı, hayatları ve çocuklarından uzak kalmaları pahasına 7 gün 24 saat hayat kurtarmak için çalışan sağlık çalışanlarımız tarafından verilmiştir. Ancak biz de sağlık sektörünün bir parçası olarak elimizden gelen her noktada sürece katkımızı sunmaya çalıştık. Bu alanda Türk Eğitim Vakfı’nın çok kıymetli bir adımı oldu. Geçtiğimiz günlerde bu süreçte hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının çocuklarının eğitimini garanti altına almak amacıyla TEV Korona Kahramanları Vefa Fonu oluşturuldu. Biz de bu fona katkıda bulunduk. Tüm sektörümüze ve ülkemize bu fona katkıda bulunmaları çağrısında bulunuyorum.
Bizi gururlandıran önemli bir projemiz Dijital Sağlık ve Biyoenformatik Derneği ve Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi hekimlerinin iş birliği ile hazırlanan QTCCOVID.com platformu oldu. Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu tarafından onaylanan ve Daiichi Sankyo’nun koşulsuz katkılarıyla hayata geçirdiğimiz proje ile, Kovid-19’la mücadelede hekimlerimize tedavi süreçlerinde destek verecek dijital bir veri hesaplayıcı oluşturuldu. Kovid-19 şüphesiyle acile başvuran ve özellikle kardiyolojik açıdan riskli bulunan vakalara yönelik olarak hazırlanan dijital algoritma, hayati pek çok müdahalenin gerekliliğini en hızlı şekilde tespit etmeyi sağlıyor.
19 doktor ve sağlık çalışanının bir araya gelerek oluşturduğu Sessiz Kahramanlar projesine koşulsuz destek verdik. Kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarının anısına Aşık Veysel’in Türküsü Uzun ince Bir Yoldayım sanatçı Haluk Levent’in desteği ile yeniden yorumlandı.
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ve Türk Eczacılar Birliğine nakdi bağış yaparken, hastanelerimize de korunma ekipmanı desteği sağladık.
Daiichi Sankyo faaliyet gösterdiği pek çok ülkede de Koronavirüs mücadelesine önemli katkılarda bulundu, bağışlar yaptı. Türkiye’de de sahayı yakından gözlemlemeye, hekim ve hastalarımızın hayatını iyileştirecek projeleri desteklemeye devam edeceğiz.
W-Pandemi gölgesinde dünya ve Türkiye ilaç pazarının yakın dönem gelişimine dair öngörünüz nelerdir? Firmaların yapısı nasıl olmalı, iş birlikleri, dışarıdan hangi alanlarda hizmetler alınabilir gibi?
F.Y.- Salgın süreci tüm dünyayı aynı anda ve yüksek bir şiddetle etkiledi. Bu noktada gösterilen ortak hassasiyet, uluslararası yardımlaşma, aşı ve tedaviler için yapılan çalışmalarda ülkelerarası iş birlikleri ve fikir alışverişleri gösterdi ki, sağlık sektörü, ticari bir alan olmanın çok ötesinde, insan yaşamının sağlıklı şekilde devamı için son derece kritik olan sorumluluğunu rekabet üstü bir anlayışla yerine getirebiliyor.
Bu ruh halinin bundan böyle ilaç sektörünün de reflekslerini belirleyeceğini, firmalar arası iş birliklerini, ortak araştırmaları, bilimsel boyutta dayanışmayı artıracağını düşünüyorum. Önce insan yaklaşımı daha somut şekilde kendini gösterecektir. Uzmanlaşma artacaktır. Buluşçuluk önem kazanacaktır. Çünkü hızla karşımıza çıkan aşı, ilaç, tedavi ihtiyaçlarının karşılanmasında ilgili uzmanlığa sahip firmalar odaklı çalışmaya daha da yatkın olurken, sürece çevresel katkılar yapabilecek firmalar da hekimlerin ve hastaların yanında olmak için hizmet boyutunda, sosyal sorumluluk boyutunda aynı mücadele içinde yer alacaklar.
W-Başarılı bir lideri nasıl tanımlarsınız?
F.Y.- İki başlıkta tanımlayabiliriz.
Birinci olarak, başarılı lider, dönüşümü ne zaman ve nasıl başlatacağını ve nasıl yöneteceğini bilen bir liderdir. Bu, gelecek hakkında öngörü kabiliyeti de gerektirir. Meraklıdır, denemekten kaçınmaz, cesurdur. Cesur yatırım adımları atarken, finansal istikrarı da sağlayabilir.
İkinci olarak insan odaklılık derim. Hedefleri sadeleştiren, kolaylaştıran, zorlaştırmayan, başta çalışanları olmak üzere tüm paydaşlarını dikkatle dinleyen, çalışanını iş sonuçları ile değerlendiren, duygu birliğine önem veren demokratik liderler bugün ve gelecekte de markalarını büyüten liderler olacak.
W-Daiichi Sankyo Türkiye’de çalışan memnuniyetinin yüksek olduğunu duyuyoruz. Yorumunuzu alabilir miyiz?
F.Y.- Daiichi Sankyo Türkiye’nin hedefi herkesin çalışmak isteyeceği şirket olmaktır. Bu çalışanlarımız için olduğu kadar diğer paydaşlarımız açısından da geçerlidir. İnsan odaklı ve demokratik bir şirket olarak en kıymetli varlığımızın çalışanlarımız olduğunu her zaman kendilerine hissettiririz. Şirket kararlarında katılım ve katkılarına göre ilerleriz. Geleneksel hiyerarşik kalıpların dışına çıkarak birlikte çalışır, birlikte düşünür, başarılarımızı birlikte kutlarız. Çalışanlarımızla fikren ve kalben yakın olmak bizim için önemlidir. İşimize karşı aynı duygulara sahip olmak bizi üretken kılar.
Salgın döneminde de kendilerini güvende ve iyi hissetmeleri için onlara özel projeler başlattık. Çalışanlarımızı içinde bulunduğumuz durum ve şirketimizin bu duruma karşı reflekslerine ilişkin düzenli olarak bilgilendirdik. Geliştirdiğimiz bir mobil uygulama aracılığı ile iş ve sosyal hayatımıza yönelik paylaşımlar gerçekleştiriyoruz. Sadece iş konuşmuyoruz; kitaplardan filmlere, yemeklerden trendlere, birlikte konuşuyor, fiziksel olarak uzak olsak da kalplerimizi ve zihinlerimizi bir arada tutuyoruz.
10-Önceliklerinizi ve vizyon hedeflerinizi alabilir miyiz?
F.Y.- Daiichi Sankyo dünyada önemli bir büyüme trendi içinde. 7 yılda 8 yenilikçi Onkolojik ürünümüz kullanıma sunulacak. Bu gelişmeler, şimdiden marka değerimizi artırdı. Türkiye’deki gündemimiz kardiyoloji alanında lider olmak, onkolojide de lider konuma erişmek üzere hazırlıklara başlamak yönünde.
Odağımızda; paydaşlarımız arasında yüksek bir memnuniyet oluşturmak, ülkemizin sağlık sistemine destek olmak, teknolojide öncü adımları atmak ve herkesin çalışmak isteyeceği bir şirket olmak bulunuyor.
Geride bıraktığımız dönem alışageldiğimiz kurumsal hiyerarşi ile ilerlemenin mümkün olmadığına işaret ediyor. Rol ve sorumlulukları yeniden belirleyerek, farklı iş modelleri ile ilerleyeceğiz. Herkesin fikrine değer veren ve farklılıkları kucaklayan, esnek ve çevik bir liderlik vizyonu ile Daiichi Sankyo Türkiye’yi geleceğe taşıyoruz.
W-Değerli görüşlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederiz.