Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammet Güven, Müstakil Sanayiciler ve İş Adamları Derneğinin (MÜSİAD) “Vizyoner Anadolu Buluşmaları” kapsamında düzenlenen “Yerli İlaç Üretimi ve Sağlık Turizmi” paneline katıldı.
Bakan Yardımcısı Güven, yaptığı konuşmada, son yıllarda sağlık turizminin ön plana çıktığını ve çok yönlü bir alan olduğunu söyledi.
Turizm sektörünün dünyada yaklaşık 3,2 trilyon dolarlık büyüklüğe sahip olduğuna dikkati çeken Güven, şöyle konuştu:
“Bunun da yaklaşık 500 milyar dolarlık kısmını sağlık turizmi oluşturmaktadır. Bugün itibarıyla 30 milyon civarında uluslararası hasta trafiği söz konusu. 2023 yılında da bu sağlık turizminin yaklaşık bir trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye, dünya sağlık turizminde önemli bir pay alabilecek konuma sahip. Ülkemiz ulaşım kolaylığı olan, sahip olduğu doğal kaynak ve güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleriyle ve rekabetçi fiyat avantajlarıyla cazip bir konumdadır. Önemli olan da bu potansiyeli harekete geçirebilmektir.”
Türkiye’nin jeotermal kaynaklar açısından dünya çapında bir potansiyele sahip olduğunu belirten Güven, “Bakanlık olarak hedefimiz, termal sağlık turizmi kapsamında ülke potansiyelimizin ortaya çıkarılması, termal sağlık turizmine yönelik tesis ve kapasitenin artırılması ve bu alandan elde edilecek gelirin artırılmasıdır. Hem termal sağlık turizminde hem de genel olarak sağlık turizminde bu hedeflere ulaşabilmek için 7146 sayılı kanunla Uluslararası Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi-USHAŞ’ı kurduk. Uluslararası sağlık hizmetleri ve turizmi alanında faaliyet gösterecek USHAŞ ile ülkemizde sunulan hizmetlerin tanıtımının yapılması, kamu ve özel sektörün sağlık turizmine yönelik faaliyetlerinin desteklenmesi ve koordine edilmesi sağlanacaktır” ifadelerini kullandı.
“Stratejik konu olarak ele almaktayız”
Sağlık Bakanlığının ilaç üretiminde yerlileşme ve millileşmeyi ön planda tuttuğunu vurgulayan Güven, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye Tıbbi İlaç ve Cihaz Kurumu (TİTCK) verilerine göre, 2017 yılı sonu itibarıyla ülkemizin ilaç piyasasının mali büyüklüğü 29,1 milyar liradır. Bu tutarın 3,5 milyar lirasını yerli ilaçlar, 11,1 milyar lirasını ülkemizde üretilen jenerik ilaçlar ve 14,2 milyar lirasını da ithal ilaçlar oluşturmaktadır.
Yine ağırlıklı olarak ithal edilen tıbbi malzeme ve sarf malzeme içinde Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) da ödemiş olduğu fatura bedelinin de yaklaşık 8 milyar lira olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar da sağlıkta yerlileşme ve millileşme hedeflerimizin ne kadar isabetli olduğunu göstermektedir. Bu konuyu, mali hesaplarımızın dışında stratejik konu olarak ele almaktayız.”
“Gerekli teşvikleri sağlamak kararlılığındayız”
Güven, Türkiye’nin aşı ihtiyaçlarına ilişkin yerlileşme ve millileşme kapsamında difteri, tetanoz, 5’li karma aşı, hepatit ve su çiçeği aşılarıyla ilgili çalışmaların yoğun şekilde devam ettiğini söyledi. Ağustos 2019 itibarıyla yetişkin tip tetanoz difteri aşısının piyasaya sürüleceğine değinen Güven, şöyle devam etti:
“Bu aşının tüm üretim süreçleri ülkemizde gerçekleştirilmektedir. Amacımız, 2023 yılına geldiğimizde aşıda tamamen yerlileşme ve millileşmeyi sağlamak olacaktır. Stratejik önemi haiz bütün ilaçların ülkemizde üretilmesini hedefliyoruz. Bunun için de gerekli teşvikleri sağlamak kararlılığındayız.
İlaç konusunda sadece dünyada var olan ürünleri ülkemizde tekrar üretmekle sınırlı kalmamalıyız. Yeni teknoloji ve gelişmelere uygun inovatif ilaç çalışmaları ve araştırmalarını yapmamız gerekmektedir.”