20 Ocak 2019 tarihinde YÖK’ten yapılan yazılı açıklama ile mühendislik lisans programlarıyla tıp, diş hekimliği, eczacılık ve sağlıkla ilgili ilişkili diğer programlarda öğrenci alabilmek ve eğitimi sürdürebilmek için gerekli asgari koşulların belirlendiği duyuruldu. Asgari şartlarla ilgili yıllardır mücadele veren bir meslek örgütü olarak yapılan bu açıklamayı olumlu buluyor ve destekliyoruz.
Ülkemizin kalkınması açısından yeni üniversite ve fakültelerin açılmasını önemli bulmakla birlikte bunu yaparken insan gücü ihtiyacının göz önünde bulundurulmasının son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Örneğin; Sağlık Bakanlığı Sağlıkta İnsan Kaynakları 2023 Vizyonu’na göre 2023 yılı için eczacı ihtiyacı yaklaşık 32.900 olarak belirlenmiştir. Ancak Eczacı Bilgi Sistemi güncel verilerine göre üye eczacı sayısı hâlihazırda 37 bini geçmiş durumda.
Eczacı akademisyen görmeden mezun olan eczacılık fakültesi öğrencilerini bir kez daha hatırlatıyor; altyapısı yetersiz, laboratuvarları eksik, fiziki ve sosyal mekanları kısıtlı alanlarda bilimsel çalışmaların yapılamayacağını bir kez daha ifade ediyoruz.
Eczacılık fakülteleri özelinde dikkat çekici bazı verileri paylaşmamız gerekirse:
- 2001 yılında eczacılık fakültesi sayısı 8 iken 2019 yılında bu sayı 49’a yükselmiştir.
- 2012 – 2019 yılları kıyaslandığında eczacılık fakülteleri kontenjanları %71,7 oranında artmıştır.
- TİTCK tarafından uygulanan Eczacı Yerleştirme Sistemi verilerine göre eczane açılabilecek yer sayısı toplam 1843 olarak açıklanmıştır. Buna karşılık her yıl yaklaşık 2000 eczacılık öğrencisi mezun olmaktadır.
Elimizdeki veriler, ivedilikle önlemler alınması gerektiğini, aksi takdirde mesleğimizin ve meslektaşlarımızın zarar göreceğini, istihdam sorunlarının ortaya çıkacağını göstermektedir. Açılan eczacılık fakülteleri ve her yıl mezun olan öğrenci sayısı baz alınarak kapsamlı istihdam politikaları geliştirilmeli, kamuda daha fazla eczacı istihdam edilmelidir.
YÖK’ten bu denli anlamlı ve kapsamlı bir adım gelmesi vesilesi ile asgari standart belirlenmesine ilişkin görüş ve taleplerimizi bir kez daha iletiyoruz:
- Eczacılık fakültesi kontenjanları, sektörün iş gücü ihtiyaçları göz önüne alınarak belirlenmelidir.
- Eczacılık fakültelerine girişlerde taban puanı sınırlaması getirilmeli, bu sınırlama başarı sıralaması göz önünde bulundurularak ilk 60 bini kapsamalıdır.
- Yeni eczacılık fakülteleri açılmamalıdır.
- Kontenjanlar acilen azaltılmalıdır.
- Öğretim elemanı ve altyapı eksikliği olan eczacılık fakülteleri üniversite – sanayi iş birliği ile Ar-Ge merkezlerine dönüştürülmelidir.
Bu konunun yalnızca Birliğimizin ve mesleğimizin sorunu olmadığını, aynı zamanda ülkemizin, ülkemizin geleceğinin sorunu olduğunun altını bir kez daha çiziyor; konuya ilişkin kararlar alınırken tüm paydaşların fikir ve görüşlerine başvurulmasının önemini vurguluyoruz.
Türk Eczacıları Birliği