Türk Oftalmoloji Derneği, gözdeki optik sinirlerin bir bölümüne giden kan dolaşımının aksaması veya tıkanması sebebiyle ani ve ağrısız görme kaybı yaşanabileceğini belirterek, 55 yaş üzerindeki yüksek tansiyon ve şeker hastalarının dikkatli olmaları gerektiğini açıkladı.
Türk Oftalmoloji Derneği Nörooftalmoloji Birim Başkanı Prof. Dr. Banu Solmaz, en sık görülen göz hastalıkları arasında iskemik optik nöropati adı verilen halk arasında ise göz siniri damar tıkanıklığı ya da felci olarak bilinen hastalığın yer aldığını aktardı. Bu hastalığın altında yatan önemli risk faktörleri bulunduğuna dikkat çeken Solmaz, “Yüksek kan şekeri, yüksek tansiyon, kan yağlarının yüksek olması, gün içinde az su içilmesi, az hareket edilmesi, bazı genetik yatkınlıkların bulunması bu hastalığa sebep olmakta. Genelde 50-55 yaş grubunda görülse de daha erken yaşlarda da bu hastalığın görülmesi mümkün olmaktadır.” diye konuştu
Koruyucu hekimliğin önemi
Prof. Dr. Banu Solmaz, gözde sinir felcinin göz sinirinin kanlanmasını sağlayan çok özel bir damar yumağının küçük pıhtılarla tıkanmasıyla ortaya çıktığını ve günümüzde tam olarak tedavisinin bulunmadığını sözlerine ekledi. Hastalarda görme keskinliği, renkli görme yetisi azalmakta ve görme alanında kayıplar meydana geldiğine dikkat çeken Solmaz şöyle devam etti:
“Tedavide kortizon içeren ilaçların bazı hastalarda faydalı olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte tüm hastalarımızı iyileştirme şansımız olmamasından dolayı koruyucu hekimliğin ön planda ve çok önemli olduğunu söylememiz gerekiyor. Metabolik değerlerimizin iyi olması bu hastalığa yakalanmamak adına çok önemli kan şekeri, tansiyon ve kan yağlarının yüksek olması ile günlük hareketin az olması en önemli risk faktörleri. Bu hastalığın bir gözde ortaya çıkması, diğer gözde de bu hastalığın görülme ihtimalini üçte bir oranında arttıran bir risk unsuru oluşturuyor. Bir gözünde bu hastalığa yakalanan hastaların belirtilen risk faktörlerine dikkat ederek dengeli beslenmeli, insülin direncini artıran gıdalardan uzak durmalı, bol sıvı tüketmeli, gün içinde hareket etmeli, yürüyüş yapmalı, bu şekilde diğer gözün de aynı hastalığa yakalanması ihtimalini en aza indirmiş oluyoruz”