Hayvanlarda erken teşhisle birçok hastalığın engellendiğini söyleyen Prof. Dr. Seçkin Serdar Arun, sadece teşhis ve tedavide geç kalındığı için çok fazla hayvan kaybı yaşandığını belirtti. Birçok hastalığın engellenmesinin en basit yolunun aşıların düzenli ve tam yapılması olduğunu belirten Arun, sadece aşı ile bile hayvanlarımızı korumada önemli yol alacağımıza dikkat çekti. Özellikle ülkemizdeki en büyük sorunun bu hastalıkların farkına varılmaması ya da göz ardı edilmesi olduğunu da sözlerine ekleyen Arun, bu problemlerin çözülmemesi durumunda ilerleyen dönemlerde daha büyük sorunlara yol açtığını ifade etti.
ÖNCELİKLİ YAPILMASI GEREKENLER
Arun, hayvanların kontrollerinin ve aşılarının düzenli yapıldığında birçok hastalığın büyük ölçüde engelleneceğini ya da tedavi edilebileceğini ve böylece yaşanacak hastalık veya kayıpların da minimuma ineceğini ifade etti. Yapılacak düzenli aşılamaların ev hayvanlarını Gençlik Hastalığı, Kanlı İshal, Kedi Lösemi Virusu, çiftlik hayvanlarını ise Şap, Brucella, Sığır Viral İshali ve birçok enfeksiyon hastalıktan koruyacağını da belirten Arun, özellikle çiftlik sahiplerinin sadece Brucella aşısı yaptırarak hayvanları tüm hastalıklardan koruyacaklarına dair yanlış bir algıları olduğuna dikkat çekti. Oysa sadece Brucella hastalığına karşı değil neredeyse hayvanları her türlü hastalıktan koruyacak aşılar var diyen Arun, bazı viral hastalıkların sürüye girdiği zaman o an belki birkaç kayıpla hastalık atlatılsa da ilerleyen dönemde daha büyük problemlere yol açacağının altını çizdi. Bazı virüslerin hayvanların bünyesine yerleştiğini ifade eden Prof. Arun, virüsün aslında vücutta kaldığını ve annenin hastalığı atlatmasına rağmen olası gebeliklerde yavruya büyük ölçüde zarar verdiğini, bu yavruların ya erken dönemde atıldığını veya hastalıkla ilgili çeşitli bulgular ile doğduğunu belirtti. Yavruların eksik uzuvla doğmasından, immün sisteminin zayıf olması veya lösemi ile doğmasına kadar birçok vakanın görülebildiğini sözlerine ekleyen Arun, bu tür olumsuzlukların sürünün geleceğine de tehdit oluşturabileceğini söyledi.
ZOONOZ HASTALIKLAR NELER VE NASIL ÖNLENİR?
Hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıkların insanlığın var oluşundan beri olduğunu söyleyen Arun, bu konudan korkulmamasını ama önlemlerin de zamanında alınması gerektiğini ifade etti. Özellikle pet sahiplerinin petlerini düzenli kontrol ettirdiklerini, veteriner hekimlere götürdüklerini belirten Arun, pet hayvanlarından çok nadir insanlara bulaşabilecek hastalık olduğunu söyledi. Arun, bunların bazı mantar türleri ve bazı parazitler olabileceğini eğer gerekli hijyen sağlanırsa bulaşma riskinin ortadan kalktığına dikkat çekti. Benzer bir durumun çiftlik hayvanlarında da olduğunu ifade eden Prof. Arun, insana bulaşabilecek ve çiftlik hayvanlarında en sık rastlanan hastalığın Brucella ve Tüberküloz olduğunu belirtti. Arun, düzenli kontrol ve gerekli aşıların yapılmasıyla bu Zoonoz hastalıkların engellenebileceğini de sözlerine ekledi. Bu hastalıklardan tüberkülozun biraz sıkıntılı olduğunun altını çizen Prof. Arun, bunun sebebini de çiftlik hayvanları için tüberküloz aşısının bulunmaması olarak belirtti. Tarım ve Orman Bakanlığının ari hayvancılık yapanlar için yılda bir defa Tüberküloz ve Brucella taraması yaptığını söyleyen Prof. Arun, ari hayvancılık yapanların veya tüm yetiştiricilerin özel veteriner teşhis ve tanı laboratuvarlarına analiz yaptırarak bu hastalıkları işletmelerinden yok edebileceği konusuna da değindi. Prof. Arun, laboratuvara yollayacağınız bir kan örneği ile Brucella, Tüberküloz gibi tüm hastalıklara kandan bakılabileceğini ifade etti.
Tüm bu hastalıklardan korunmanın basit yönteminin düzenli kontroller ve aşılar olduğunu, bu hastalıkların bulaşmasının önemsiz görünse de insana bulaştığı zaman vücutta araz bıraktığını söyleyen Arun, mutlaka bu konunun ciddiye alınması gerektiğini belirtti. Zoonoz hastalıkların ev hayvanları, çiftlik hayvanları, kanatlı hayvanlar ve yabani hayvanlarda olduğunu sözlerine ekleyen Prof. Arun, sokak köpeklerinden insana geçen kuduz hastalığını da es geçmedi.
TANI KOYMAK ÖNEMLİ
Günümüzde hayvan laboratuvarlarında her türlü hastalığın tanısının konulduğunu söyleyen Arun, hayvan sahiplerinin her türlü hastalığa dair gereken tüm tetkikleri bu laboratuvarlarda yaptırabileceklerini ifade etti. Sadece Türkiye’de egzotik hayvanlar az olduğu için bu hayvanlardaki her türlü tanı ve teşhis metodunun olmadığını söyleyen Arun, çok nadir de olsa belki spesifik bir kalp hastalığı ya da genetik bir hastalığın tanısı yapılamıyordur ama yine de bu türler için bile büyük oranda tanı koyulabiliyor diyerek konuya açıklık getirdi.